2021 biterken aklımızda kalanlar... 

Ocak ayında Melih Bulu’nun ,Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanması öğrencilerin tepkisine neden oldu. Uzun süren protestolarda öğreciler dayak yedi ,göz altına alındı. 195 gün sonra Melih Bulu görevden alınarak yerine Naci İnci atandı.

Mayıs ayında Turizm Bakanlığının ülke turizmine katkı sağlamak amacıyla yayınladığı Türkiye tanıtım videosunda turizm çalışanlarına ‘Enjoy I’m Vaccinated’ yazılı maskeler taktırdı.

1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi’ni fesih eden ülkemizde 1 Ocak-30 Kasım arasında 260 Kadın cinayeti gerçekleşti. Bu karara halkın çoğunluğu karşı çıksa da geri dönüş olmadı.

Temmuz ayında müzik yasağı geldi. Normalleşmenin geldiği günlerde ses izolasyonu ve mekanın konumuna bakılmaksızın 24:00’ten sonra müzik yapılması yasaklandı. ‘Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok’ dendi.

28 Temmuz-12 Ağustos tarihlerinde 49 ilde 299 orman yangınında 8 vatandaşımız ve binlerce hayvan dostumuz hayatını kaybetti. Yüzbinlerce hektar orman küle döndü. Yerleşim alanları zarar gördü. Yardım talep etmek acizlik gibi görüldü.

11 Ağustos Batı Karadeniz’de sel felaketi meydana geldi. Kastamonu, Sinop ve Bartın’da aşırı yağış ardından su baskını ve heyelanlar meydana geldi. 82 vatandaşımız hayatını kaybetti, 200’den fazla kişi yaralandı.

Eylül ayında okulların açılması ile birlikte pandemi sonrası artan kira ve yurt ücreti ile yüzleşen çoğu öğrenci eğitim hayatından vazgeçti.

1 Ocak’ta dolar kuru 7,35. tl iken 30 Aralık’ta 12,97.tl’ye ulaşarak %77 arttı. 
Asgari ücret 2021’de 2.825. tl iken 1 Ocak kuruna göre 384 usd iken 2022’de %50 artış yapılarak asgari ücret 4.253.tl olarak belirlense de 30 Aralık kuru ile 328 usd olarak alım gücünde geçen yılın gerisinde kaldı.

Bu yıl yaşananları düşündükçe içimiz karardı, hiç mi güzel bir şey olmaz dedik.

İçimizi umut dolduran bir haber İzmir’de  Kaymakam Özgür Azer Kurak Ortaokulu’ndan geldi. İdealist bir öğretmen Bilgi Kanyılmaz çocuklar için dilek kavanozu oluşturdu. Amaç hem çocuklara biraz hayal kurdurmak hem de içlerinden seçilecek birkaç öğrencinin hayalini gerçekleştirip onları mutlu etmek. 5.sınıf öğrencilerine 2022’de olmasını istediğiniz, hayalini kurduğunuz dilekleri yazın dedikten sonra çocuklar heyecanla kağıdı kalemi ellerine aldı. Buraya kadar her şey güzel. Fakat sorun dileği gerçekleştirmek için kavanozdan çektiği kağıtları okudukça ortaya çıkıyor. Bir çoğunun parasal karşılığı yok.
İlk çektiği dilek büyük harflerle tek cümle olarak yazılmış ‘EKONOMİ DÜZELSİN’
Olabilir bu temenni çok normal diyip ikincisini çektiğinde ise daha uzun bir dilek ile karşılaşmış; 

Bjk’nin birinci olmasını , Ekonominin düzelmesini ve Adaletli bir dünyada yaşamak istiyorum. Kadına ve erkeğe şiddet olmamasını istiyorum.’

Diğer dilek ; ‘ Yeni yılda sağlıklı ve mutlu olmak istiyorum’

Sonraki; ‘Korona hemen bitsin,arkadaşlarıma ve öğretmenlerime sarılabileyim’

Bir başkası ; ‘Korona bitsin ve sokaklarda maskesiz dolaşabileyim’


‘Koronanın bitmesini , kedi ve köpeklerin aç kalmamasını istiyorum’

‘Kantindeki herşeyin ucuz olmasını istiyorum’

Okudukça  düşünmemek elde değil. 10 yaşında başka bir çocuğun dileği ; ‘Covid-19 un bitmesi , Eski günlere geri dönmek’ 10 yaşındasın ve eski günlere özlem duyuyorsun.

Başka bir öğrenci ; ‘2022’de ölmek istemiyorum ve Doların düşmesini istiyorum’ diye dilek dilemiş.

Bir diğeri ; ‘Güzel bir yıl olsun,korona ve benzeri kötü olaylar son bulsun. Şiddet diye bir şey kalmasın’

En çok söylenen dilekler;
-Salgın sona ersin
-Ekonomi düzelsin
-İnsana şiddet sona ersin
-Sokak hayvanları yaşasın

Beşinci sınıf öğrencisi henüz 10 yaşında ekonomi düzelsin , kadın ve erkeğe şiddet olmasın , adalet olsun diye temennide bulunuyor. Çocukların hayallerini çalmışız onları birer yetişkin yapmışız da haberimiz yok. 
Üniversite öğrencileri arasında yapılan anketlerde bu düzeyde farkındalık kabul edilebilir tabi ki fakat henüz en büyük zevki arkadaşları ile oyun oynamak olan çocukların bu dileklerini görmek beni  fazlasıyla üzdü. 
Bir çocuğa yapılabilecek en büyük kötülük onun hayallerini çalmak. Hayal kurun gerçekleştireceğiz dediğimizde ekonomi düzelsin diyen 40 yaş farkındalığı ile yüzleşiyoruz. 

Çocukların şen kahkalarla koşuşturduğu , gençlerin umutla ülkesinde gelecek planı yaptığı ,kadınların güvenle yaşadığı , hayvanların yaşam haklarının elinden alınmadığı bir ülke hayal ediyorum.

Elimde bir sihirli değnek yok belki ama kendi payıma düşeni yapacağıma söz veriyorum. 

Güzel kalplerinizden öpüyorum canım çocuklar. Ve Nazım’ın dediği gibi çocuklara verelim dünyayı ,hiç değilse bir günlüğüne doysunlar!