Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Ali Musa Bina, geçtiğimiz pazar günü açıklanan yeni liseye geçiş sistemi hakkında açıklamalarda bulundu. Yeni sistemde öğrencilerin sadece bir kısmının sınavla yerleştirilecek olması ve sınavın isteğe bağlı olmasının sınav stresini azaltması yönüyle olumlu yorumlanabileceğini ifade eden Bina, sınavla öğrenci alacak okullar hariç okulların çoğunluğunun bir taban puanı olmayacağından okullar arasındaki başarı sıralamasının ortadan kalkacağını vurguladı. Bina, “Okullar, öğrenci başarısına göre daha heterojen bir şekilde oluşacaktır. Bu, okullar arasındaki katı hiyerarşiyi ve başarı farkını azaltacaktır. Ayrıca, bazı okullar ve öğrenciler doğrudan başarısız olarak etkilenmekten kurtulacaktır” ifadelerinde bulundu.

“SORU SAYISI ARTIRILMALIDIR”

Açıklanan yeni sistemde geliştirilmesi gereken bazı hususlar olduğuna da değinen Bina, “Merkezi sınavla öğrenci alacak okulların belirlenmesinde özellikle nüfus ve kentin büyüklüğü gibi nesnel kriterler mutlaka dikkate alınmalıdır. Fen liseleri ile sosyal bilimler liselerine ek olarak bazı Anadolu liseleri, meslek liseleri ve imam hatip liseleri de merkezi sınavla öğrenci almalıdır. Merkezi sınav için öngörülen 60 sorunun kapsam geçerliliği düşük olacaktır. Bundan dolayı soru sayısı artırılmalıdır. Sınavın 6 ve 7. sınıfların konularını da kapsaması, halen 8. sınıfta bulunan öğrencileri okul dışı kaynaklara yönlendirme riski taşımaktadır. Dolayısıyla merkezi sınavın kapsamı 8. sınıf konularıyla sınırlandırılmalıdır” diye konuştu.

“YERLEŞTİRME İŞLEMLERİNİ BAKANLIK YÜRÜTMEMELİ”

Sınavsız yerleşecek öğrencilerde katı bir merkezi yerleştirme anlayışı yerine daha esnek bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini belirten Bina, şunları söyledi: “Ortaöğretime yerleşme ile ilgili iş ve işlemler merkezi olarak Bakanlık tarafından değil, il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından yürütülmelidir. Böylece, öğrenci ve ailelerin tercih ettiği okul türüne göre ikametlerine en yakın okula yerleştirilmeleri için yerel imkanların maksimize edilmesi amaçlanmalıdır. Zira hangi muhitte hangi okul türüne ne kadar talep olduğu önceden bilinmediği için, yaz başında netleştirilecek talepler doğrultusunda ve demokratik eğitim anlayışı çerçevesinde, il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri söz konusu taleplere uygun bir arz oluşturmalıdır. Aksi halde, mevcut arz ile talep arasında büyük bir makas söz konusu olabilir.”

OKUL YATIRIMLARINA VURGU

Sınavsız yerleştirme işlemi yapılacak okullara katı bir kontenjan/kapasite sınırlaması konulmaması gerektiğini dile getiren Bina, aksi halde öğrencinin evinin en yakınındaki okula yerleşmeme ihtimalinin söz konusu olabileceğini vurguladı. Bina, “Adrese dayalı yeni sistemin bir boyutu da, il ve ilçelerdeki okul kapasitelerinin ne kadar yeterli olduğunu ortaya koyacak olmasıdır. Bugüne kadar yapılan yatırımların ne kadar isabetli ya da ne kadar çarpık olduğu ortaya çıkacak, öğrenci yoğunluğunun çok, okullaşmanın az olduğu yerlerde ikili eğitime geçme zorunluluğu veya okullaşmanın çok öğrenci yoğunluğunun az olduğu yerlerde de bazı okulların atıl kaldığı durumlar söz konusu olacaktır. İl ve ilçelerdeki okul yatırımlarının bundan sonra öğrenci yoğunluğuna göre planlanması, sistemin uzun vadede işleyişi açısından önemlidir. Merkezi sınavla öğrenci alacak okullar için nitelikli okul yerine seçici okul tanımlaması yapılmalıdır” açıklamasında bulundu.