EGE MECLİSİ-Tütün işçisi olmak zordur. Gece karanlıkta gündüz sıcaklarda... Uykuya hasret geçen yaz aylarında emekler de yürekler de siyah tetirli yeşil yapraklarda kalır. Arif Arif'in dediği gibi nazlıdır tütün... Bir kız çocuğu gibi... Özel ilgi ister. Zordur Ege'de tütüncü olmak... Bir de o kadar zahmete para etmezse dumanı boğar bir kış adamı.... Şair Ahmet Arif'in dediği gibi... Tütünü bilir misiniz?

Tütünü bilir misin?

   "Kız saçı" demiş zeybekler,

   Su içmez her damardan,

   Yerini kolay beğenmez,

   Üşür

   Naz eder,

   Darılır

   İki parmak arasında kıyılmış,

   Bir parçası var kalbimin

   İncecik, ak kağıtlara sarılır,

   Dar vakit yanar da verir kendini.

   Dostun susan dudağına...

Denizli’de tütün çiftçilerinin yoğun mesaisi güneş doğmadan başlayıp, akşam saatlerine kadar devam ediyor. Çiftçiler, tarlalarından en iyi mahsulü alabilmek adına 40 dereceyi bulan sıcaklıkta altında tütün yapraklarını tek tek toplamak için yoğun çaba harcıyor. 

Denizli’de tütün hasadı yoğun şekilde devam ediyor. Kale ilçesi Gülbağlık Mahallesi’nde tütün tarımı yapan çiftçiler yılın en yoğun günlerini yaşıyor. Sabahın erken saatlerinde daha güneş doğmadan tarlaya giden vatandaşlar, gün içerisinde sıcaklığın en yüksek olduğu öğle saatlerine kadar tarlada tütün topluyor. Vatandaşlar, bazı günlerde 40 derece sıcağın altında tütün tarlasında toplama işlemine devam ediyor. Yerel halk ağzına göre “tütün kırma” olarak tanımlanan toplama işlemi, hava sıcaklığının düştüğü ikindi saatlerinde tekrar başlayıp, gün batana kadar devam ediyor. 

Yapraklar tek tek toplanıyor 

Tütün kırma işini çoğu çiftçi, günlük 100-120 liraya çevre köylerden gelen tütün işçilerine yaptırıyor. Tütün tarlalarında çalışmak için gece yarısında evlerinden çıkan işçiler, güneşin henüz doğmadığı tütün tarlalarında lambalar yardımıyla tütün topluyor. Tek tek toplanan tütün yaprakları, olgunluk seviyesine göre farklı aralıklarda iki ya da üç seferde toplanıyor. Çiftçiler, bin bir emekle ekilen ve toplanan tütünleri “elek” adı verilen tellerin üzerine yerleştirip kuruması için seralara götürüyor. Dışarıya göre sıcaklığın dört kata kadar arttığı seralarda, toplanan tütünlerin kuruma süresi de azalıyor. Tütünlerin seralarda kısa sürede kuruması çiftçilere hasat döneminde zaman tasarrufu sağlıyor. Seralarda kuruyan tütünler bezler içerisine koyulup istifleniyor. Tütünler, istifte bez içerisinde hasat döneminin bitip kolilere koyulmayı ardından da satılmayı bekliyor. 


Çiftçiler kilo ve kaliteyi arttırmak adına çalışmalarını titizlikle yürütüyor 

Tütün tarımı yapan çoğu çiftçi evlerinden tarlaya her gün gidip gelmek yakıt ve zaman kaybettirdiği için, tarlalara kurdukları çadırlarda yaşıyor. Çiftçilerin Nisan ayında tohumların atılmasıyla başlayan yoğun mesaisi, dikim ve çapalama şeklinde devam ederken yağmurun yağmadığı bölgelerde çiftçiler tütünlerini tarlalarındaki sondaj ya da su kanallarından suluyor. Ekim ayına kadar devam eden toplama işleminde tütünler yeterli yağmur yağmurun yağmadığı ve sulamanın yapılmadığı zamanlarda kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Çiftçiler, yoğun mesai içinde sulama işleminin yanında ürünlerini çeşitli hastalık ve zararlı böceklerden korumak için ilaçlamalarını düzenli olarak yapıyor. Tütünlerin zamanında dikimi, çapalanması, sulanması, ilaçlanması ve toplanması yaprakların kalitesini arttırıyor. Son yıllarda iyi geçen ve çiftçinin yüzü güldüren hasat dönemi bu sene ise çiftçinin beklentilerini karşılamıyor. Bölgede tütünün büyüme çağında yoğun olarak yağmur ve dolu yağışının yaşanması, tütünlerin toplanmasını ve yaprak ağırlıklarını etkiliyor. Çiftçiler yaprak kalitesini arttırmak adına çalışmalarını titizlikle yürütüyor. Tütün toplamanın zor bir iş olduğunu belirten vatandaşlar, "Sabah saat 5 gibi başlıyor, öğleyin saat 2-3'e kadar devam ediyor. Topladıktan sora tütünleri seralara yerleştiriyoruz. Akşamüstü bir daha işe giriyoruz, saat 8' buçuğa kadar tütün kırmaya devam ediyoruz. Zorlu bir iş ama yapacak başka bir şey yok. Bu şekilde hayatımızı devam ettiriyoruz" dedi. (Ali İbileme /İHA)