Ağustos aylarında Türkiye'de büyük bir eğitim hareketliliği yaşanır. Liselere yerleşen çocuklarımızın yeni okullarına göre aile hayatları yeniden şekil alır. Doğal olarak yapılan her şey onların mutlu gelecekleri için verilen emeklerdir. Bunun yanında üniversite tercihleri ile birlikte gençlerin şehir dışı eğitim göçleri başlar. Ağustos bu baş döndürücü eğitim günleriyle kendini Eylül'e taşır. Okullar 12 Eylül'de yeni eğitim yılına başlayacak. Üniversiteler de Ekim ayı içinde değişik tarihlerde. İnşaat mühendisi ve avukat çocuklarımın babası olarak bu başlangıçların ne kadar önemli olduğunu çok yakından tanık oldum. Meslek seçimi ve okul seçimi derken keplerini havaya attıkları, diplomalarını ellerine aldıkları güne şahit oluyoruz. Mutluluk ve gurur bir arada iliklerimize kadar işliyor. Ama asıl zorlu hayat bundan sonra başlıyor. Mesleğini yaparak para kazanmak. Kısacası birey olarak ayakta kalmak ve hayatı istediği gibi yaşamak. Bu safhada istediğimiz sonuçlar ortaya çıkmayabiliyor. Hayal kırıklığı ve mutsuzluk zinciri içinde yeni imkanlar araştırılmak zorunda kalınıyor. Yurt dışı alternatifleri gündeme alınıyor. İkinci hatta ve üçüncü yabancı dil öğrenmek için yeniden eğitime giriliyor. Fark yaratanlar bir adım öne çıkıyor. Tüm fakültelerden bir meslek diploması mezun olan gençlerimiz, hayat diploması alamadan ortada kalıyor. Ekmek kısmında sorunlar yaşanıyor. Burada kitabın önemi daha çok ortaya çıkıyor.

ÇEYREK EKMEK KÖFTE / DÜNYA KLASİĞİ
Dünya eğitim literatürüne geçen köy enstitülerinde geçen bir olayı size kısaca nakletmek istiyorum. Yıl 1942. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Savaştepe Köy Enstitüsü'nü ziyaret eder. Karşıdan gelmekte olan kız öğrenciye yaklaşır ve sorar. "Kızım çantanda neler var görebilir miyim?" der. Kız öğrenci şaşırır fakat İsmet Paşa'nın isteğini yerine getirir. Çantasını açar çeyrek ekmek köfte ile Antigone adlı dünya klasiği kitabını çıkarır. İsmet İnönü yanındakilere döner; "Görüyor musunuz köy enstitülerinde ekmekle kitap bir tutuluyor" yorumunu getirir. 

Son cümle: "Üniversiteye giren her gencimiz bir meslek diplomasıyla mezun oluyor. Yanında hayat diploması almak isteyen gençler, çantasında çeyrek ekmek köfte yanında bir kitap bulundurması kaçınılmaz görünüyor."