Atatürk, yurdumuzu ziyaret etmekte olan Yugoslav Kralı Aleksandr ile  İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda konuşurken, konuk Kral şöyle der:

 

''Ekselans. Biz Türkleri çok severiz. O kadar çok ki, vaktiyle Cihan harbi'nin sonunda Lloyd George Batı Anadolu'yu  Yunanistan'a teklif etmeden evvel bize teklif etmişti. Fakat biz Yugoslavlar, Türkleri çok sevdiğimiz için George'un bu önerisini kabul edip Anadolu seferine çıkmadık.''

 

 Atatürk, Kral'ın bu sözlerine şu cevabı verir:

 

''Haşmetmeap, evvela bize karşı olan sevginize teşekkür ederiz. Sonra büyük geçmiş olsun''  

 

İyi insanlardık biz,

 

Sabahları erken kalkar, telaşla işimize koşardık. Soyuna sopuna bakmaz, komşumuzla selamlaşır, hal hatır sorardık.

 

Öyle yüksek perdeden esip gürlediğimize bakmayın, çok çabuk duygulanır, kolayca ağlardık. Kimin yardıma ihtiyacı olsa koşar, elimizden geleni yapardık.

 

Çocukla çocuk, büyükle büyük olurduk.

 

İyi insanlardık biz çünkü.

 

Fakat

 

Vatan toprağına göz diken olursa, dur bilmez, korku bilmez olurduk.

 

Siz yazdırdınız bize kahramanlık hikâyelerini, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da, ’da…

 

Vallahi siz yazdırdınız.  

 

Yurdumuza göz koyarak…

 

 Dörtnala gelip uzak Asya’dan

 

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

 

Bu memleket bizim.

 

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

 

ve ipek bir halıya benzeyen toprak,

 

bu cehennem, bu cennet bizim.

 

                                N.Hikmet

 

Büyük emekle kurduğumuz Cumhuriyetimizi, memleketimizi canımız pahasına koruruz.

 

Çünkü;

 

Hepsi bize Hasan Tahsin’lerin, Kubilay’ların, Seyit Onbaşı’ların emanetidir.

 

Hepsinden öte Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün emanetidir.

 

Ve bizde emanete hıyanet yoktur.