EGE MECLİSİ - Türkiye'de son günlerde hayvanlara yönelik şiddet olaylarının artması üzerine tüm baroların ortaklaşa yaptığı eyleme İzmir Barosu da basın açıklamasıyla destek verdi. Açıklamada hayvan haklarının korunması için gerekli yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi istendi.

İzmir Adliyesi Şehit Polis Fethi Sekin Heykeli önünde bir araya gelen hayvanseverler ve avukatlar, son günlerde yaşanan hayvana şiddet olaylarına tepki gösterdi. Tüm ülke genelindeki baroların eş zamanlı yaptığı eylemde, hayvanseverler hayvanlara şiddet uygulayanların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istedi. Ardından açıklamayı okuyan İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gonca Arkoç, "Biz hayvanseverler ve yaşam hakkı savunucuları, Sapanca'da ormanlık alanda hunharca kolları, bacakları, kuyruğu kesilerek ölüme terk edilen ve hayatını kaybeden yavru köpek için tek yürek olarak burada toplandık. Avukatı, sanatçısı, siyasetçisi, kadını, çocuğu, yaşlısı, genci ile toplumun her kesimini derinden sarsan bu cinayet, ne yazık ki hayvanlara karşı yıllardır aralıksız ve dozu arttırılarak uygulanan; bizlerin de her fırsatta dile getirdiği zulmün bir sembolü haline geldi. Biz tüm hayvanların haklarının savunucusuyuz ve her hayvan hakkı ihlalinin karşısındayız. Bakışlarını, yaşama tutunmak için verdiği mücadeleyi hiç unutmayacağımız hayvan dostumuzun hesabını adalet önünde sormak üzere, tüm yaşam hakkı savunucuları olarak suç duyusunda bulunacağız. Olayın, gösterilen faillerinden ziyade gerçek katilleri bulununcaya dek takipçisi olacağız.  Bunun için duyarlı halkımıza söz veriyoruz. Öncelikle bizlere göre henüz faili belli olmayan bu cinayeti ve sorumlularını, nefretle kınıyoruz. Kaybettiğimiz o minik canın özelinde hayvanlara yapılan işkence, tecavüz, şiddet, kötü muamele ve cinayetin geldiği akıl dışı boyutları ve tabii yapılması gerekenleri usanmadan bir kez daha tüm Türkiye'ye duyuruyoruz. Ağzı süt kokan bu yavruya acımasızca uzanan eller, ilk fırsatta insana da uzanacaktır. Aramızda serbestçe dolaşan bu katillerle aynı ortamda, hiçbir şey olmamışçasına nefes almak istemiyoruz. Bu elim olaya siyasi liderlerin, siyaset üstü bir mesele olarak, bir vicdan meselesi olarak yaklaştığını görmekten umutluyuz. Ancak bu kesinlikle yeterli değildir. Hayvan hakları alanında acilen doğru, yeterli, uygulanabilir yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur" dedi.

'HAYVANLAR 'MAL DEĞİL, CAN' KABUL EDİLMELİ'

Açıklamada hayvan haklarının korunması adına yapılacak düzenlemeleri sıralayan Arkoç şöyle devam etti:

"Avrupa'da olduğu gibi, hayvanlara kanunen hukuki statü tanınmalı, hayvanlar 'mal değil, can' kabul edilmeli. Sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın, tüm hayvanlar eşit ve adil yasal güvence altına alınmalı. Hayvanlara karşı sadece bazı şiddet ve kötü muamele eylemleri değil, tüm eylemler kabahat olmaktan çıkartılıp suç olarak tanımlanmalı. Hayvanlara karşı işlenecek suçlar, caydırıcı ve önleyici nitelikte hapis cezası yaptırımına tabi tutulmalı. Getirilecek cezalar, para cezasına ve seçenek yaptırımlara çevrilemeyecek nitelikte belirlenmeli. Bu suçlar, yasa tasarısı taslağında düzenlendiğinin aksine şikâyete bağlı suç olmamalı. Şikayet hakkı da sadece belirli kişi ve kurumlara özgülenmekten çıkartılarak, kamu davası niteliğinde belirlenmeli. Hayvanseverlere kapılarını kapatan il ve ilçe belediyesi barınaklarına ve barınak personellerine ilişkin cezai yaptırım getirilmeli. Denetim koşulları yeniden düzenlenmeli. Belediyelerin toplama eylemlerinin yasal sınırları ve müeyyideleri net olarak belirlenmeli. Ormana terk edilen sahipsiz hayvanların yaşam koşulları düzenlenmeli. Hayvanların üretim, ticaret ve satışı yasaklanmalı. Yasak ırk kapsamında bulunan köpeklere ilişkin yeniden düzenleme yapılmalı. Tüm Türkiye'de fayton işkencesi sonlandırılmalı. Hayvanlara karşı işlenen suçları kovuşturmakla görevli polis teşkilatı oluşturulmalı, canlı hayvan dövüşü, sirk, hayvanat bahçesi, yunus penguen parkları kaldırılmalı."

Açıklamanın ardından, eyleme katılanlar dağıldı. (Mehmet CANDAN/DHA)