EGE MECLİSİ - İzmir'de dün, bir kişinin kendisine rapor yazılmadığı için iki hekime saldırdığı iddia edildi. İzmirli sağlıkçılar, bugün konun ile ilgili bir açıklama yaparak, "Sağlıkta şiddet, şiddette şiddetin sınırı yok" dedi ve gereken önlemlerin alımasını talep etti. 

Konu ile ilgili açıklama yapan Demokratik Sağlık Sen İzmir İl Başkanı Ahmet Doğruyol, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 

"Gün geçmesin ki bir sağlık çalışanımız hasta ve hasta yakınları tarafından şiddete, küfüre, hakarete maruz kalmasın. Ülkemizin her bir köşesinde olduğu gibi ilimizde de, her gün onlarca sağlık çalışanımız hasta, hasta yakınları yada vatandaşlar tarafından şiddete maruz kalmaktadır.Maalesef son yıllarda uygulanan sağlık politikaları vatandaşlarımızla sağlık çalışanlarını karşı karşıya getirmiştir.

Sağlıkta şiddet; Mevcut sağlık politikaları çerçevesinde değerlendirildiğinde, yani Sağlık hizmetleri sunumunda her ne olursa olsun hasta memnun olsun anlayışıyla sağlık hizmetlerinden siyasi rant elde etme gayreti sağlıkta şiddetin bu gün geldiği nokta açısından oldukça önemlidir.

​Defalarca dile getirdiğimiz sağlıkta şiddette son geldiğimiz nokta İzmir İlimizde bir günde iki şiddet olayının yaşanmasıdır. Dün saat:12:30 sularında Bayraklı 20 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’nde bir hastanın DR. Mahide Agara’dan kendisine rapor yazmasını istemiş, Dr. Agara’nın olumsuz cevap vermesi üzerine hasta Birkan Y. Dr. Arkadaşımıza tehditler savurmuş ve aynı ortamda çalışan Dr. Alper Durmuş Sönmezden Yardım İstemiş,  ve hasta Birkan Y. Saldırıya devam ederek Dr. Sönmez’e yumruk atmış, aynı zamanda kalp hastası olan Dr. Sönmez fenalaşmış ve Çiğli Bölge Hastanesine kaldırılmıştır. Dr. Karşı yapılan saldırıda kendisini siper eden kadın hastamıza da şükranlarımızı bildiririz. 

İlimizdeki ikinci şiddet vakası ise, Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesinde gerçekleşmiştir. Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi Dahiliye yoğun bakım servisinde 72 yaşındaki bir hastanın hayatını kaybetmesi üzerine,  yaklaşık 30-35 kişilik cenaze yakınları tarafından saat12:00 civarı sıkıntı yaşanmaya başlamış, yaklaşık saat:14:00 ‘e kadar devam eden karmaşada guruptan 3-4 kişi  Dahiliye Yoğun Bakım ve Dahiliye servisi çalışanlarına yönelik saldırıda bulunulmuştur.

Bir hemşire arkadaşımız saldırganlar tarafından darp edilmiştir. Can güvenliklerinden endişe eden sağlık çalışanları giriş kapılarının arkalarına masa, dolap vb. eşyalar koyarak kendilerini koruma endişesi içine düşmüşlerdir. Saldırganlar sağlık çalışanlarına ve kuruma maddi manevi zarar vermişlerdir. 

Devlet memuru olarak devleti temsilen verilen sağlık hizmetleri sunumu başta Sağlık Bakanlığı yetkililerimiz ve devlet büyüklerimiz olmak üzere hak ettikleri takdiri görmemektedirler. Maalesef sağlık çalışanları sahipsiz kalmıştır.

Peki çözüm ne olmalıdır? 

 Öncelikle verilen ve verilecek cezaların caydırıcılığının olması gerekmektedir. Sağlık hizmeti veren çalışanların görevi başında olan bir devlet memuru olduğu unutulmamalıdır. Sağlık personeline bırakın şiddet uygulamayı, hakaret ve küfrün ağır cezaları olmalıdır. Sağlık personeline karşı işlenen suçların cezasının hiçbir şekilde paraya dönüştürülememesi sağlanmalıdır.

 Tehlike karşısında kullanılmak kaydıyla sağlık personeline biber gazı vb. ekipman verilmelidir. Tehlike arz edecek Yaşanan sözlü ya da fiili saldırılardan hemen sonra sağlık müdürlüğü avukatları olayın adli mercilere intikal ettiği ilk anda olaya müdahil olarak sağlık çalışanlarının yanında yer almalı, verilen ilk ifadelerin,tutulan raporların uygun olmasını sağlayarak süreci yakından takip etmelidir. Gerekli vakalara zaman geçirmeden kolluk kuvveti sağlanmalıdır.

Uygulanan sağlık politikaları siyasi endişelerden uzak, vitrine değil, hizmete yönelik olmalıdır."