Kalp krizi sonucu ölüm, doğal olarak nitelendirilebilecek bir ölüm olup işçinin ölümü bazen işyerinde çalıştığı bir saate denk gelmektedir. Bu durumu Sosyal Güvenlik Kurumu iş kazası olarak kabul etmemektedir. Ancak Yargıtay, işçinin işyerinde kalp krizi geçirerek vefat etmesini iş kazası olarak değerlendirmektedir. Peki bir yakını, çalışırken kalp krizi geçirip vefat eden kişi ne yapmalıdır?

İş kazası nedir?

İş kazasının uzun bir tanımı da yapılabilir. Ama konunun daha iyi anlaşılması bakımında iş kazası kısaca; sigortalının işyerinde bulunduğu sırada ya da işverenin işini yürütürken veya işverence sağlanan taşıtla geliş gidişi esnasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır.

Görüldüğü üzere iş kazasının iki temel unsuru vardır. Bunlar olayın işyerinde ya da işverence verilen işi yürütürken veya işverenin sağladığı taşıtla gidip gelirken olması ve işçiyi bedenen veya ruhen engelli hale getirmesidir.

Açıktır ki; işyerinde kalp krizi geçiren ve hayatını kaybeden bir işçi hem ilk şartı sağlamaktadır hem de hayatını kaybettiği için ikinci şartı sağlamaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu kalp krizine ne diyor?

Bu konuda SGK’nın ısrarcı bir tutum içinde olduğunu söyleyebiliriz. Yıllardır süregelen Yargıtay içtihatlarına rağmen SGK, kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden işçinin vârisleri tarafından yapılan iş kazası başvurularını reddetmektedir.

Yargıtay kalp krizine iş kazası diyor

Hukuk Genel Kurulunun bir kararında “Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacılar murisinin 06.05.1985 tarihinde hat işçisi olarak çalışmaya başladığı, en son elektrik tesisat işletme bakım ustası olarak çalışmakta iken 17.12.2004 tarihinde saat 16.30 sularında işyerinde kalp krize geçirerek koroner arter daralmasına bağlı myokard infarktüsü sonucu öldüğü, Sosyal güvenlik Kurumu tarafından ölüm olayının iş kazası olarak kabul edilmemesi nedeniyle, açılan dava üzerine Ankara … İş Mahkemesinin … sayılı ilamıyla sigortalının kalp krizi sonucu ölümü olayının iş kazası olduğunun tespitine karar verildiği ve kararın YARGITAY 10. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, tazminat davasında mahkemece kusur incelemesi yapılmadan maddi ve manevi tazminat istemleri hakkında karar VERİLDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.

Olayın iş kazası olduğu tartışmasız olup, kalp krizinde kişinin yaşının, beslenme şekli ve kültürünün, genetik özelliklerinin ve bünyevi yapısının, tütün bağımlılığı, alkol kullanımı, egzersiz durumunun, cinsiyetinin de faktör olduğu, sağlığının çeşitli faktörlerinin bir araya gelmesiyle bozulabileceği, sigortalının bünyevi yatkınlığı ve genel sağlık durumunun bir araya gelerek miyokart enfarktüsünün ortaya çıkabileceği ve bu durumun olayın uygun illi kısmi sebebi olabileceği gözetilerek kusurun ağırlığının değerlendirilmesinde dikkate ALINMASI GEREKİR.” 

Bu karardan da anlaşılacağı üzere, işyerinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden işçinin iş kazası geçirmiş kabul edileceği tartışmasız şekilde açıktır.

İşverenden tazminat talep edilebilir mi?

Kalp krizi geçiren işçi bu tip bir vefatın iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiğini yukarıda belirtmiştim. Peki ama işverenden bu nedenle maddi ve manevi tazminat talep edilebilir mi? Bu konuda yine yukarıdaki Hukuk Genel Kurulu kararına baktığımızda, bunun için bazı şartlar öngörüldüğünü görüyoruz.

 

Dolayısıyla iş kazasından doğan maddi / manevi tazminattan işverenin sorumlu olabilmesi için olayın iş kazası olması yeterli olmayıp; işverenin, iş güvenliği tedbirlerini alma ve özen gösterme yükümlülüğüne aykırı davranış ya da ihmal gösterdiğinin kanıtlanması gerekir.

Bir başka deyişle; İşyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatının ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle, ölen işçinin işyerinde çalışma şartlarının kalp krizini tetikleyip tetiklemeyeceğinin belirlenmesi ve iş kazasıyla işverenin eylemi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, illiyet bulunuyorsa kalp krizinin oluşumunda işverenin kusurunun bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.

Bunun için de mahkeme aşamasında, içinde uzman kardiyolog doktorun da bulunduğu bir bilirkişi heyetinden rapor alınacak ve olay mahkeme tarafından değerlendirilecektir.

SONUÇ

İşyerinde geçirilen kalp krizi sonrası işçinin vefat etmesi, bir iş kazasıdır. SGK bu durumu iş kazası olarak kabul etmese de; dava açılması halinde mahkemece bu vefat, bir iş kazası olarak kabul edilecektir. Bunun sonucunda da işçinin vârislerine maaş bağlanacak ve toplu ödeme yapılacaktır.

Ancak vefat eden işçinin yakınları bir de işverene maddi manevi tazminat davası açarsa durum değişecektir. Bu durumda mahkeme işverenin kusurunu araştıracak ve kalp kriziyle işverenin sağladığı çalışma koşulları arasında bir illiyet bağı bulursa bu talebi kabul edecektir. Aksi takdirde; işverenin, işçinin vârislerine maddi ve manevi tazminat ödemesi gündeme gelmeyecektir.(İşçi DünyasıMustafa Baysal)