​'Steteskop en pahalı takıdır. Elde etmek için ödenen bedel gençliğimizdir.'
Bu anlatımı geçtiğimiz yıllarda bir tıp bayramında çok değerli dostum ve meslektaşım internetten bana göndermişti.
Öğrencilik yıllarında kullanılmaya başlanan bu pahalı takı hekim olduktan sonra da bir yaşam boyu kullanıldığı için bu anlatıma küçük bir ekleme yaparak günlüğüme söyle kaydetmiştim.
'Steteskop en pahalı takıdır. Elde etmek ve kullanmak için ödenen bedel gençliğimiz yanı sıra bir ömürdür.'
Tıp öğrencisi ilk steteskobuna, temel tıp eğitiminin sonunda, klinik öncesi stajlara başladığında kavuşur. O gün boynuna taktığı bu pahalı takı onun yaşam boyu taşıyacağı, çıkarmadığı takısı olacaktır.
Hekimlik tam anlamıyla yapıldığında özveri, sabır, hoşgörü ve alçakgönüllülük ister. 
Bir hekim hastasının yalnız tanısının içinde değil, daha da önemlisi onun acılarının içinde olmalıdır. Olur da.
Sağlığını, sevgisini ve gerektiğinde yaşamını hekimlik denilen bir ideale harcayan ve bu savurganlıktan mutluluk duyan kişidir hekim.
Acımasızların güçsüzlüğünü, sevecenlerin güçlülüğünü, bir şeylerin bedel ya da ödül olduğunu adım adım yürüyerek ve yaşayarak öğrenir. 
Yaşamın bir tiyatro olup hekimlerin de bu oyunda bazen komedi bazen de dram rolü üstlendiğinin bilincindedir.
Hekimliği bir meslek grubu içine koyacak olursak; 
Bu mesleğin elemanı olarak tıp bilimi ve insan sağlığı üzerinde çalışan, ettiği hekimlik andına sonuna kadar bağlı kalacağına yemin eden kişidir hekim.
Son yirmi yıldır aşağılanmalarına, sorunlarına el atılmamasına ve şiddet görmelerine karşın yine de pandemi döneminde onlar asla yılmadılar, pes etmediler.
Canlarını ortaya koyarak görevlerini yerine getirdiler ve getirmeye de devam ediyorlar... 
Hekimliğin yalnız para kazanılan bir meslek değil, ömür boyu sürecek ilahi ve üstün bir sanat olduğu unutulmamalıdır.
Bir 14 Mart Tıp Bayramında, 
Bu önemli günde,
Diliyorum;
Tüm hekimler geçmişin güzel anılarını yaşarken geleceğin de sağlıklı ve umutlu günlerinin içinde olsunlar.