HELAL SU

Abone Ol

Gazetede okuduğum bir yazı gerçek dinden yana olanların değil dincilerin ve dini kullananların ne denli ''Üç Kağıtçı'' olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyordu.

Bir devlet memuru görevle atandığı Anadolu kentinde ev kiralamış.

Evin üst katında oturan hacı ev sahibi hem evi gezdiriyor hem de ev ile ilgili bilgi veriyormuş.

Mutfak ve banyoda kullanılan suyun kaçak su, lavaboya bağlı olanın ise su saatine bağlı şehir suyu (Helal Su!) olduğunu söylemiş.

Bu duruma çok şaşıran kiracı neden evde böyle bir su ayırımı olduğunu sorduğunda;

Dini bütün ev sahibi, lavabodan akan ve haram olmayan şehir suyunu abdest almak için kullandığını ifade etmiş.

Hacı efendi namazı için haram olmasın diye şehir suyunu kullanıyor, yemede, içmede, banyo yapmada kaçak su kullanmayı her nedense günah, hırsızlık ve haram olarak kabul etmiyor?

Bu dini kullanan adamın banyo yaparken ya ağzına helal olmayan (!) kaçak su kaçarsa o zaman ne olacak?

Hem bir tür hırsızlık olan kaçak suyu kullanacaksın hem de helallikten, namazdan söz edeceksin.

Doğruluk, dürüstlük ve haram bu dinci olan kişiler için hiç önemli değil.

Bu mantıkdışı çelişkiler yeryüzünde ancak bizim gibi ülkelerde oluyor.

Böylesi kafalar eğitilebilir mi?

Bu mümkün mü?

Son günlerde diyanetin başında olmaması gereken kişi de her cuma Cumhuriyetimize, laikliğe ters düşen beyanlarda bulunuyor.

Son konuşmasında da kadınların miras işine girmiş hiç ilgisi ve görevi olmadığı halde.

Beyanları son derece değerli olan bu kişi, acaba ''Helal-Haram Su'' konusunda aydınlatıcı bir yorum yapabilir mi?..