Eylül ayına girerken, ülkece yine zorlu ve acı dolu günlerden geçiyoruz. Ankara'da siyasi hava oldukça gergin, İstanbul’da kayyum ataması alışılmadık bir toplumsal huzursuzluk yarattı. Ancak İzmir’i derinden sarsan asıl acı, Balçova’da polis merkezine yapılan saldırı oldu.
Henüz 16 yaşındaki bir çocuk, eline aldığı pompalı tüfekle iki emniyet görevlimizi şehit etti. Şehitlerimize rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Bu köşeden defalarca dile getirdik. "Şiddet, gençlik ve bireysel silahlanma" ciddi toplumsal sorunlarımız haline geldi. Hiçbir işle meşgul olmayan, eğitimden kopmuş, sokakta ya da evde boşta kalan gençlerle ilgili yıllardır uyarılarda bulunuyoruz. Balçova’da yaşanan olayın son olması dileğiyle yazıyoruz ama tehlike büyüyerek devam ediyor. Gençlerin sorunlarına yönelik "acil, etkili ve kararlı önlemler" alınmak zorunda. Her geçen gün geç kalınmış sayılır.
Bu acı tabloya rağmen, Eylül aynı zamanda İzmir için bir umut ve direnişin ayıdır. Yıllardır İzmir’in simgelerinden olan "İzmir Enternasyonal Fuarı" ve "9 Eylül Kurtuluş Günü", kentin toplumsal hafızasında özel bir yere sahiptir.
Çocukluğu ya da gençliği İzmir’de geçmiş olan herkes için, fuarın ve 9 Eylül kutlamalarının yeri ayrıdır. Elbette zaman değişti. Fuar daha profesyonel bir yapıya büründü, yönü değişti. Ancak bu değişim, bir kuşağın hafızasında silinmeyecek bir “eski fuar” özlemi bırakıyor.
İZMİR FUARI KÜLTÜR SANATIN KALBİYDİ!
İzmir Fuarı bir zamanlar yalnızca bir sergi alanı değil, aynı zamanda ülkenin kültür ve sanat merkeziydi. Türkiye’nin önde gelen sanatçıları bir ay boyunca burada sahne alır, İstanbul’un sanat hayatı adeta İzmir’e taşınırdı. Otellerde yer bulunamaz, insanlar fuar alanındaki çimlerde sabahı ederdi.
Günümüzde ise fuar eski heyecanını yitirmiş görünüyor. Diğer illerden gelen ziyaretçi sayısı yok denecek kadar azaldı. İzmirliler de bu nedenle fuara eskisi kadar ilgi göstermiyor. Yine de Çim Konserleri, kaliteli sanatçılar sahne aldığında büyük ilgi görüyor. Ancak o eski gazino kültürü, ailece gidilen eğlenceler, fuar lezzetleri ve unutulmaz anılar hep özlemle anılıyor.
O yılların fuarında herkes için bir şey vardı. Çocuklar lunaparkta eğlenir, büyükler alışveriş yapar, ailecek konser izlenir, stantlarda satılan dondurma ya da mısıra mutlaka denk gelinirdi. Fuara özel saklanan harçlıklar, heyecanla beklenen geceler vardı. Bugün o ruhun yerinde ne yazık ki yalnızca bir nostalji kaldı.
Ama İzmir hala aynı İzmir. Kurtuluşun ve kuruluşun şehri. Fuarıyla, 9 Eylül ruhuyla ve Cumhuriyet değerlerine bağlı duruşuyla bu ülkenin en büyük sigortalarından biri olmaya devam ediyor.
Son cümle: "İzmir mücadeledir, İzmir kurtuluştur. İzmir özgürlüktür. 9 Eylül, bu güzel kentin ve milletimizin yeniden doğuşudur. Kutlu olsun."