Ölümsüz Ağaç Zeytin

Abone Ol

Zeytin ağacı kutsaldır. Tarih boyunca barışın, bereketin, bilgeliğin ve saflığın simgesi olmuştur. Nuh Tufanı sonrası hayatın normale döndüğünü, ağzında zeytin dalı taşıyan bir güvercin geride kalanlara müjdelemiştir. 2009 yılında yayına başladığımız ve imtiyaz sahibi olduğum egemeclisi.com internet gazetesinin logosunda yer alan zeytin dallı güvercin, işte bu olayı simgeler.

Zeytin ağacı benim ve ailem için de büyük önem taşır. Kemalpaşa’daki çiftliğimizde, Ekim ayının başından itibaren tatlı bir zeytin telaşı başlar. Ağaçlarımızdaki zeytinleri toplamak ve onları yağ haline getirmek, her yıl tekrarladığımız bir ritüeldir. Hasat zamanı her defasında içimde ayrı bir heyecan uyanır ve büyük bir zevkle zeytin işçiliği yaparım.

Zeytin, M.Ö. 4000’li yıllarda ilk kez Anadolu’da yetiştirilmiştir. Buradan Yunan adalarına ve tüm Akdeniz’e yayılmıştır. Zeytinin anavatanı, Kahramanmaraş, Hatay ve Mardin üçgeni olarak kabul edilir. “Ölümsüz Ağaç” zeytinin mitolojik hikayesi de bu topraklarda başlar. İlyada Destanı’nda şair Homeros, zeytin ağacının ölümsüzlüğünü şöyle anlatır:

“Ben herkese aitim ve kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım.”

Tarih boyunca kutsallık atfedilen zeytin ağacı, sağlığımıza kattığı değerlerle de ayrı bir öneme sahiptir. Belki de bu kadar kutsal görülmesinin nedeni, hem uzun ömürlü hem de son derece sağlıklı bir meyve olmasıdır.

KUTSAL AĞAÇLARI ZİYAN EDİYORUZ!
Son zamanlarda medyada gördüğümüz bazı görüntüler bizi sadece üzmekle kalmadı, aynı zamanda büyük bir endişeye sevk etti. Muğla Akbelen’de, üstünde meyvesi olan zeytin ağaçları iş makineleriyle sökülüp bir kenara atıldı. Köylülerin isyanına hak vermemek elde değil. Akdeniz ülkeleri, örneğin İspanya ve İtalya, dağ taş demeden zeytin ağacı dikerken; bizim zeytin kesmemiz akılla, mantıkla açıklanamaz. En azından bu ağacın kutsallığına saygı göstermeliyiz.

Ağaçlara sahip çıkamadığımız gibi, ürettiğimiz zeytinyağına da sahip çıkamıyoruz. Özellikle Ege Bölgesi’nden elde edilen kaliteli zeytinyağları, başka ülkelerin markalarıyla dünya pazarına sürülüyor. Ne yazık ki bu konuda hala derli toplu bir ulusal politika oluşturulabilmiş değil.

Zeytin tarlalarında başlayacak hasat sonrası, yine hesaplar eksiye yazacak. Üretici, çoğu zaman elde ettiği ürünle yaptığı masrafları bile karşılayamaz hale gelecek.

Son cümle: "Zeytin hayattır, zeytin gelecektir. Zeytinleri koruyalım, yeni ağaçlar dikelim.70’inde bile hiç ölmeyecekmiş gibi…"