Geçtiğimiz günlerde Mudanya Ateşkes Antlaşmasının 100. Yıl dönümüydü. Yaklaşık 4 yıllık Kurtuluş Savaşı yılları boyunca tüm milleti seferber edip düşmana karşı bağımsızlık savaşı, içerideki işbirlikçilere karşı da ulusal egemenlik savaşı yürütmek hiç de kolay olmadı. 

Yakın dönem Türkiye tarihinin en önemli madalyası, İstiklal Madalyasıdır. Bu madalya Türk Kurtuluş Savaşı sırasında yararlılık gösterenlere verildi. Birinci Meclis’in 1921’de çıkardığı bir kanunla kimlere verileceği ve nasıl takılacağı düzenlenen madalya pirinçten, parlak sarı renkte yapılacaktı. Madalyayı almaya hak kazananlar üstlendikleri görevlere ya da yaptıkları hizmetlere göre takılan kurdelelerle madalya verilirdi. Parlak sarı renkteki pirinç kısmı aynı olmakla beraber, dört farklı renkte kurdele vardı. Kırmızı renkli kurdeleye sahip İstiklal Madalyası, cephede yararlılık gösterenlere verilirdi. Kişi şehit olmuşsa madalya, ailesine verilirdi. Yeşil renkli kurdeleye sahip İstiklal Madalyası ise Birinci Meclis’te yer alan milletvekillerine verildi. Beyaz renkli kurdeleye sahip İstiklal Madalyası ise cephe gerisinde büyük hizmetlerde bulunanlara verilmişti. Kırmızı-yeşil renkli kurdeleye sahip olanlar ise hem Birinci Meclis’te milletvekili olan ve hem de cephede savaşanlara verildi. Madalya sağ göğüs üzerine takılması gerekmekteydi. 

Madalyayı ilk alanlardan biri de doğal olarak Atatürk’tü. İkinci dönem TBMM'nin 21 Kasım 1923 tarihli toplantısında yapılan oylama ile Atatürk ve 23 arkadaşına kırmızı-yeşil şeritli İstiklâl Madalyası verilmesi oybirliğiyle kabul edildi. 

Türkiye'de İstiklâl Madalyası sahibi üç il ve bir ilçe vardır. Bunlar Kahramanmaraş (1925), Gaziantep (2008), Şanlıurfa (2016) ve İnebolu'dur (1924). Toplamda istiklal madalyası alan sayısı 95.261’dir. 1926 yılına kadar madalyayı TBMM vermekte iken, 1926’dan sonra başvuranlara Milli Savunma Bakanlığı madalyayı vermektedir. 

Madalyanın tasarımı işini organize edenlerin başında Cumhuriyetin unutulmaz milli eğitim bakanlarından Mustafa Necati gelmektedir. Ocak 1923’de madalyanın tasarımı yapan ünlü heykeltıraş Mesrur İzzet Bey tarafından yapıldı. 

Madalyanın ön ve arka yüzünde yer alan çizimler, kurtuluşu ve kuruluşu sağlayan kadroların zihniyet dünyalarını ortaya koyması açısından son derece önemli ve anlamlıdır.

Madalyanın ön yüzünde ön yüzünün orta üst kısmında Birinci Meclis binası yer almaktadır. Meclis binasının sağında yer alan cami ve solunda yer alan evler dönemin Ankara’sını temsil etmektedir.

Meclis’in arkasından doğan güneşin ışık huzmeleri Kurtuluş Savaşı’nın zaferle bitişini ve Cumhuriyet’in kuruluşunu simgelemektedir. 

Meclis binasının hemen altında dünya sembolü yer almaktadır. Türkiye’nin çağdaş dünya ile bütünleşme isteğine gönderme yapılmaktadır. Yine aynı yerde bulunan orak, tırpan, örs ve çekiç, resim paleti ve fırça gibi simgeler yeni Türkiye’nin bilime, sanata, sanayi ve tarıma verdiği/vereceği önemi vurgulamaktadır. 23 Nisan 1336 (1920) TBMM’nin açılış tarihidir. Yürütülen mücadelede Meclis’in önemine dikkat çekilmektedir. Ön yüzün sağ ve sol taraflarında yer alan meşe yaprakları zaferi olduğu kadar Meclis’in ve Ankara’nın gücünü, kudretini simgelemektedir. 

Altta yer alan kağnı arabasıyla köylü kadın, Milli Mücadele’ye kadınların yaptığı katkıyı ve kağnın Milli Mücadele’deki önemine/katkısına vurgu yapmaktadır. 

Madalyanın arka yüzünde yukarı doğru bakan ay yıldızla çevrilmiş olan Misakı Milli sınırlarını gösteren Türkiye haritası yer almaktadır. Haritada Milli Mücadele’nin merkezi, kutsal şehri olan Ankara’nın bir yıldızla işaretlendiği görülmektedir. Yıldızdan/Ankara’dan çıkan yedi ışın ülkenin her bir yerine (Edirne’den Musul’a, İzmir’den Kars’a…) ulaşmaktadır. Alt tarafta yer alan Teşrinisani (Kasım) 1338 (1922) tarihi ise elde edilen zaferi simgelemektedir. Nitekim iki tarafta da yer alan defne yaprakları bu anlama gelmektedir. 

Sonuç olarak İstiklal Madalyası, tam bağımsızlığımızı ve bunu sağlayan ulusal egemenliğin dayanak noktası olan TBMM’yi ve çağdaş uygarlık hedefini çok iyi bir şekilde ifade edebilmiştir. Madalya’da yer alan hedefler halen güncelliğini korumaktadır.