CHP İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi Utku Gümrükçü, Anayasa değişiklik teklifine karşı sosyal medyada 'Bir Yurttaşa Mektup' başlığı altında ikinci mesajını yayınladı

 

Gümrükçü'nün mesajın şu ifadelere yer verildi;


Bir Yurttaşa Mektup - 2 

-Görev seni çağırıyor!

 

Sevgili Yurttaş;

 

Biliyoruz ki 15 Temmuz gerici darbe teşebbüsü halkın sağduyusu ile atlatıldı…

Darbenin yarattığı kırılma sonucunda bugün “devlet krizi” yaşıyoruz…

Bu krizden “Kuruluş ayarlarına” dönerek çıkabileceğimiz ortadayken “memleket dahilinde iktidara sahip olanlar” yanlışlarından ders almıyor ve kendi devletini kurma noktasında ilerliyor… Faturayı halka ödetmek istiyor! 

“Hilafet”i geri getirmek için “ruh çağırma seansları” yapılıyor… Laik ve Demokratik Cumhuriyet yıkılıyor… Yerine Otoriter ve muhafzakar bir Yeni-Osmanlı inşa edilmeye çalışılıyor… 

“Şam da Emevi Camisi'nde namaz kılacağız” sözleriyle başlayan “Suriye sevdasının” başımıza açtığı terör belası memleketi tüketirken… Eski Osmanlı toprakları üzerinde söz sahibi olma bahanesiyle “enerji kaynakları” ve “yeni pazarlara” ulaşmak için Emperyalist devletlere özeniliyor…  “Savaş” ve “İşgal” hayalleri kuruluyor!

 

Sevgili Yurttaş;

 

“Darbecilerle mücadele edeceğiz” diyerek toplumdan destek isteyenler… “Teröre karşı seferberlik ilan edeceğiz” diyenler “Birliğimizin ve bütünlüğmüzün” Anayasal ifadesi olan ilk dört maddeyi tartışmaya açıyor! Değiştirmek istiyor..!

Ulusal devletimizin kurucusu ve birliğimizin sembolü Mustafa Kemal Atatürk adım adım devletten ve toplumsal hayattan dışlanıyor! Atatürk ilkeleri “Milli” eğitim müfredatından çıkarılıyor… “Kindar bir nesil yetiştirmek için” Laik eğitim tasfiye ediliyor… Bilimsel düşünce reddediliyor!

“Başkanlık” hayalleriyle ülke bölünme sürecine sokuluyor! Referandum tartışmasıyla toplum daha da kutuplaştırılıyor!  “İstiklal savaşıyla” kurulan Cumhuriyet “bir kişinin İktidar savaşıyla” çökertiliyor…  

Ekonomi alarm veriyor! Seyirci koltuğunda oturanlar oturdukları yerden fakirleşiyor! Yanlış politikalara ortak olanlar gerçeklere kulaklarını tıkıyor… Hayat ise kendi şartlarını dayatıyor!

“Gaflet, dalâlet ve hattâ hıyanet” kol geziyor! Türkiye içeride ve dışarıda krizler ve savaşlarla çökertilmek isteniyor! 

 

Sevgili Yurttaş;

Dün "Yetmez ama evet!" diyenler bugün Cumhuriyeti savunuyor! Dün yaşam biçimini savunan kadınlarımızla "Laikçi teyzeler" diyerek dalga geçenler bugün "Laikliği eylemli savunmak" için bayrak açıyor! Dün “İyi cemaater de var” diyenler bugün “F-Tipi örgüt”le mücadele ediyor! Saflar netleşiyor… Taraflar seçiliyor!

Yeni bir toplumsal uyanış boy gösteriyor! Devlet’in bıraktığı Aydınlanma bayrağını halk yükseltiyor!

Tandoğan’da, Çağlayan’da Gündoğdu’da “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!” diyenler AYAĞA KALKIYOR!

Gezi’de “Her yer Taksim her yer direniş” diyen gençler AYAĞA KALKIYOR! 

ZONGULDAK greviyle, TEKEL direnişiyle, SOMA eylemleriyle “AYAKTAYIZ!” diyen işçileri kardeşlerini ve sendika önderlerini selamlıyor… Onları da Cumhuriyet için mücadeleye davet ediyor! 

Tam bu nokta da haklılığı bir kez daha ortaya çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri kulaklarda yankılanıyor: “Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!”

Sevgili Yurttaş; kurtarıcı bekleme! Korkma! AYAĞA KALK! Görev seni çağırıyor!