EGE MECLİSİ / 26.06.2013 Rahime DEMİRBİLEK -  Ali Talak Ege Meclisi’nin bu haftaki konuğu Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Anabilim Başkanı Prof. Dr. Günay Çifçi oldu. Kentsel dönüşümde jeofizik uzmanlarının gerekli olduğunu söyleyen Çifçi deprem konusunda da önemli açıklamalarda bulundu. Çifçi, “Nasıl hava tahminleri yapılıp hava durumunu öğrenebiliyorsak ilerleyen zamanda yapılan çalışmalar sonucunda depreminde ne zaman olacağını tahmin edebileceğiz” dedi.

İzmir körfezi deprem riski Piri Reis Gemisi’yle yaptığımız çalışmalarda izmir fayı doğu batı doğrultuda uzanıyor ve bu faylar belirgin bir şekilde geliyor. İzmir’de ikisi temel fay olmak üzere 15 tane fay bulunmaktadır. Bunlar hareketlidir. 2-3 şiddetinde her gün deprem oluyor. Tarihsel süreçte deprem oldu ve gelecekte de olacaktır. Burada önemli olan deprem riskini aza indirmek ve binaları da ona göre üretmektir.

Jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendislerinin ortak çalışma yapması gerektiğinin altını çizen Çifçi, “Yapı, zemin, temel ilişkisi üçlü saç ayağı gibidir. jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendisleri ortak çalışmalıdır. Jeofizik uzmanları yapay hareketlilik yaparak jeoloji mühendisleri ve inşaat mühendislerinin ona göre çalışmalar yapmasını sağlıyoruz. Jeofizik mühendisleri parametreler hesaplıyor ve ona göre yapılacak binanın risk oranı hesaplanır. Jeofizik mühendislerine az sayıda çalışma imkânı veriliyor. Bu saç ayağının biri eksik olan yapılan çalışmaların hepsi eksik olur” dedi.

BELEDİYELER YETERLİ SAYIDA JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ BULUNDURMALI

Belediyelerin yeterli sayıda jeofizik mühendisleri bulundurması gerektiğini söyleyen Çifçi, “Belediyenin kendi kadrosunda jeofizik mühendisi yok. Karabağlar, Karşıyaka, Bornova’da var.  Büyükşehir Belediyesi son yönetmelikte 11 tane mimar ve mühendis alınsın şeklinde yasa çıkardı. Kasım ayından sonra bu zorunlu hale geldi. Belediye başkanlarımızdan da bu alanda çalışmalar yapmasını ve jeofizik mühendisi alması gerektiğini söylüyoruz. Sadece Çeşme Belediyesi bu konuda çalışma yapmadı, başkanımızı da bu konuda uyardık, bilgilendirdik. Yasalar açık şekilde tanımlandı ama bunu yapmayan belediyeler sorumludur ve yasaya uymuyorlar. Yerle binanın davranışını jeofizik uzmanı hesaplar” şeklinde konuştu.

Ülkemizde nüfus olarak bakınca yüzde 95’inin deprem tehlikesi altında olduğunu söyleyen Çifçi, “İzmir’de deprem kırıkları, fay hatları bulunuyor. Bize Kocaeli depremleri gösterdi, sadece deniz kenarındaki yerler riskli denemez. Zemini sağlam 2 - 3 katlı yerlerde bile binaların yıkıldığını gördük. Mithatpaşa’da jöleli yapı var dememeliyiz. Jeofizikte son 50 yılda yüzey dalgalarıyla yeni yöntemler gelişti ve bu yöntemi kullanan ilk şubeyiz. Bizden sonrada diğer şubeler kullanmaya başladı” dedi.

Ali Talak’ın “İlk olarak hangi bölgeden kentsel dönüşüme başlardınız?” sorusuna cevap veren Çifçi, böyle durumlarda ilgili alan ve ilgili üniversitelerle çalışırdım. Mühendisleri bir araya getirdikten sonra zemin özelliklerini çıkarır hangi binanın çürük olduğunu anlardım. Öncelikle yerel yönetimlerin iş birliğiyle olacak birşeydir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’de TÜBİTAK desteğiyle afetle ilgili çalışmalar yaptı. Balçova pilot bölgesi olarak seçildi” dedi.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE EN ÇOK ‘YAŞAM’ KAZANACAK

Dönüşümde mal sahipleri en çok yaşamlarını kazanacaklar diyen, Çifçi, “Hiçbirşey yaşamla ölçülemez. Bilime, akla ve mühendisliğe uyan ülkeler zarar görmez. Dönüşümü bu şekilde yapmalıyız. Bunu insan gücümüzle, odamızla, üniversitelerle ve merkezi hükümetle, yerel yönetimlerle ortak yapmalıyız. Biz depremin olmasını beklememeliyiz. Zemin, yapı temel üçgeni bozulmadan çalışmalar yapılmalıdır. Kentsel dönüşüm çalışmaları yapılırken belediyeler bizden yeterli derece de faydalanmadı. Milyon TL.lik yapılar yapılıyor ama bu çalışmalara uyulmuyor” dedi.

İLERİKİ YILLARDA DEPREM RAPORLARINI DA YAPABİLECEĞİZ

İzmir Körfezi’nde yapılan 3 boyutlu çalışmaların 2011 yılında kaynak yetersizliğinden durdurulması konusuna değinen Çifçi, İzmir Körfezi’nde 3 boyutlu derinlik haritası çıkarıldı. Bir takım çalışmalar yapıldı. Jeofizik sismolojik çalışmaları eksik ve bunların yapılması gerekiyor. Ben yer bilimci olarak şuna inanıyorum nasıl hava tahmin raporunu biliyorsak ileriki yıllarda deprem raporlarını da yapabileceğiz. Ne kadar yatırım yapılır ne kadar cihaz geliştirilirse bu sistemde yapılabilir” dedi

PETROL YASASI GÜNDEM BAŞKA ŞEYLERLE MEŞGULKEN YAPILDI

Bu yasa milli menfaat kavramını tamamen kaldırıyor

Petrol yasası hakkında konuşan Çifçi, “Gündem başka şeylerle meşgulken bu yasa geçti. 2007 yılında ilk olarak ortaya çıktı. Bana göre bu yasa milli menfaat kavramını tamamen kaldırıyor. Türk şirketleri yabancı şirketlerle eşit duruma getiriyor. Petrol de en pahalı kısım arama kısmıdır. Denizdeki bir sondajın maliyeti 200 milyon dolardır. İlk yanlışlık orada yapıldı. Bizim aramacılığımızda sekteye uğradı.  TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı)’yla yabancı petrol şirketleri Türkiye’de kazandığı parayı yurtdışına aktarır duruma geldi. Petrol varsa kalsın biz çıkaralım. Bulunan petrolün geliri bize kalmayacaksa kalsın ozaman. Yeni yasa da bir eksik daha ormanlık alan ve milli parkta petrol aranacak duruma geldi” dedi.

Türkiye’de petrol var ama dış baskılardan dolayı çıkarılmıyor sözüne katılmayan Çifçi, Ülkemizde yeterli arama yapılmamıştır. Akdeniz ve Karadeniz’de yeterli petrol olduğuna inanıyorum ama bunlar araştırılmalıdır. ARGE çalışmaları yapılmalıdır tüm üniversiteler çalışmaların içerisinde yer almalıdır” dedi.