(Eral Aytemiz/EGE MECLİSİ)-Atafen Kurucu Ortağı Veteriner Hekim Tahir S. Yavuz ile pandemide hayvansal ürünlerin tüketimini konuştuk. İşte Tahir Yavuz ile gerçekleştirdiğimiz sohbetten öne çıkan kısımlar... 

Sektörünüz pandemiden nasıl etkilendi?

(Tahir Yavuz)-Sektör pandemiden kötü yönde etkilendi. Tüketiciden geriye doğru giden ve üreticileri vuran bir “zincirleme kaza” meydana geldi. Pandemi ile birlikte ev dışı tüketim kanalları, yani otel, restaurant ve kafeler çalışamadı ya da çeyrek kapasite çalışabildiler. O yüzden süt, yoğurt, ayran gibi ürünler ve et tüketimi çok düştü. Bu düşüşü ev içi tüketim de karşılamadı. Diğer yandan salgının maddi olarak zayıflattığı tüketici kesiminin alım gücü düştü. Başta et olmak üzere hayvansal ürün tüketimi azaldı. Bu sorun geriye doğru giderek üretici kesimin ürettiği ürünlerin fiyatlarında bir duraklamaya yol açtı. Fiyatlar bir türlü yükselmedi. Öte yandan üretici fiyatları istenen ölçüde yükselmişken, dövize bağlı girdiler sebebiyle yem fiyatları yükselmeye devam etti.

Başta söylediğim gibi geriye doğru giderek tüketici sorunları üreticiyi vurdu. Bence salgının sektörümüzde en büyük etkisi bu şekilde meydana geldi. Yine de tabii ki işler durmadı. Çünkü tabiat her zaman işlerini sürdürdü. Hayvanlar doğurdu, oğlaklar, kuzular, buzağılar büyüdüler, yine süt verdiler, ot ve yem yediler. Sektör durmadı. Üretim sürdü. Başka sektörlere göre belki daha az etkilenmiş olabilir, ancak piyasadaki her olumsuzluk gelip sizi de bulabiliyor.

Şirketinizin ve sektörünüzün geleceği için hedefleriniz neler?

(Tahir Yavuz)-Şirketimiz sektöre yararlı olmaya gayret eden, kazancını bu temele oturtmuş bir kuruluştur. Hayvancılığa, hayvancılık yapanlara yararlı olabileceğimiz sürece kazanç sağlayacağımızı düşünerek hareket ediyoruz. O yüzden sektördeki herkesin mutlulukla, karlı hayvancılık yaparak bizim ürünlerimizi talep etmeleri için uğraşılarımız devam edecek. Hayvan aşıları yapıyoruz. Daha yapılacak ve ihtiyaç olan çok aşı var. Onları da üreterek, ortaya çıkabilecek dertlere önlem almak istiyoruz. Çünkü koruyucu hekimlik ucuz ve garantilidir. Tedavi pahalıdır ve her zaman kesin bir başarı elde edilemez. Önemli olan baştan önlemektir.

Genetik olarak da daha verimli, daha sağlıklı hayvanlar elde edilmesini sağlamaya çalışıyoruz. İthal tohumlar (spermalar) ve ülkemizde ürettiğimiz spermalar ile her yere, her işletmeye ulaşmaya gayret ediyoruz. Kaliteli tohumlar ve kaliteli aşılarla işlerimizi ilerletmek isterken, bu hayvanların sağlıklı ve verimli olabilmeleri için vitamin, mineral, aminoasit gibi desteklerle verimlilik ömürlerini sürdürmeye ve uzatmaya çalışıyoruz.

Bir amacımız daha var. Özellikle ülkemizde ürettiğimiz aşıları yurtdışına ihraç edebilmek. Şu anda ihracat yapıyoruz. Ancak üretimimizi ve ihracatımızı arttırmayı hedefliyoruz.

Bu arada sektörün bilgi eksikliğini de giderme yönünde çalışmalarımız da sürüyor. Yıllar içerisinde bilgi eksikliğinden hayvan sahiplerinin çok kayba uğradığını gördük. Bunu tespit ettiğimiz için çalışmalarımızı bu yönde yoğunlaştırdık.

Ürünlerimizle, bilgimizle, sağlık, genetik ve besleme yönünde sektöre yararlı olmayı sürdürmeyi amaçlıyoruz.

ATAFEN HAKKINDA

(Tahir Yavuz)-İstanbul Veteriner Fakültesi'nden 1979 yılında mezun oldum. 42 yıllık veteriner hekimim. 1988 yılında ortaklarımla birlikte ilk şirketimiz olan Egevet’i kurduk. Şu anda grubumuz içerisinde Atafen ve Sürü Yönetimi şirketleriyle birlikte 3 şirket olarak faaliyetimizi sürdürüyoruz.

Egevet’in Spermbank ve Boğa istasyonu adı altında bir işletmesi var. Türkiye’nin özel sektöre ait ilk boğa istasyonu ve sperm üretim merkezi. Atafen ithalat ve aşı üretimi yapan, ülke çapında geniş bir satış ağı ile ürünlerini her yere ulaştıran bir şirkettir. Atafen’in faaliyetleri sağlık, genetik ve besleme üçgeninin içindedir. Sürü Yönetimi şirketi ise süt sağım makineleri, çiftlik ekipmanları satan, çiftlikler kuran bir şirkettir. İsveç kökenli, dünyanın en bilinen, ünlü markası De Laval’in bayiliğini sürdürmektedir.

Atafen koruyucu hekimlik ve çiftlik yönetimi konusunda çalışmalar yapmakta, hayvancılık işletmelerinin süt, yavru ve döl kayıpları ile anaç hayvan kayıplarını önleme yönünde gayret sarf etmektedir. Ülkemizde ne yazık ki işletmelerin ana girdisi olan yem pahalıdır. Bu sebeple süt ucuz kalmaktadır. Bizler üreticilerin kendi ellerinde olan sadece ve sadece kendilerinin kumanda edebileceği konularda bilgi, eğitim, sperma, ürün, aşı vererek sürdürebilir işler yapmalarını amaçlıyoruz. Amacımız sektördeki çiftliklerin, hayvan sahiplerinin para kazanmalarıdır. Başka türlü sektör paydaşlarına kaliteli ürünlerimizi ulaştırmanın, kullanmalarını sağlamanın bir yolu olmadığını düşünüyoruz.