Yüzyıllar geçse de alışveriş kültürünün vazgeçilmezi ve olmazsa olmazı olan semt ve ilçe pazarları; meyvenin, sebzenin, yeşilliğin en tazesini sunmaya devam ediyor.
 
Semt ve ilçe pazarlarını bilir misiniz?
 
Sizi bilemem; ama ben semt pazarlarını iyi bilir sık da giderim.
 
Ne ararsan vardır bir kere… Bol gürültülü ve kalabalıktır ama; kendi içinde bir dinginliği ve ahengi de barındırır. Renklidir bir defa, hem de rengarenk. Canlıdır, dinamiktir, eğlencelidir. Bir alacağım denir; bin bir alınır ama; kütür kütür ve taptazedir alınan o her ne ise.
 
Meyve, sebze, balık, peynir, o köyden tereyağı, beriki köyden tam tahıllı ekmek, öteki köyden yufka, börek, erişte, yumurtanın çift sarılısı, tek sarılısı ve kaynatmalık kahverengi renklisi. Zeytinin en bol çeşidi, petek balı, kestane balı, kekik balı, çiçek balı, çam balı, gül reçeli, ayva reçeli, beyaz kiraz reçeli, incir reçeli, sakız reçeli derken bir bakmışsın elin kolun dolmuş. Dakka başı sağdan soldan “Yardım edeyim mi abi, teyze, amca, abla!” diyen, birbirinin neredeyse aynı, bıyıkları yeni terleyen arabalı ve arabasız çocuklar imdadınıza yetişir o vakit. Zabıtadan kaçabilirlerse üç beş lira kazanmak onların da hakkıdır bu geçim dünyasında.
 
Alış veriş yaparken acıkanların imdadına; gözlemeci hanımlarla, simidin yanı sıra içi tulum peyniri ve domates ile biber tıkıştırılmış kumru sandviçleri, kaynamış yumurtayı soyup dilimleyip üzerine karabiber döküp boyoz ile birlikte servis ederek satan simitçiler, kimi zaman da seyyar dönerci, köfteci ve balık ekmekçiler yetişir.
 
Bir de evlerinde yaptığı böreği, çöreği, un helvasını, keki, poğaçayı yapanlar vardır. Onların müdavimleri bellidir: oracıkta acıkanlar, beş çayına misafir bekleyen biraz üşengeç biraz da tembel genç hanımlar, okuldan eve üstü başı dağılmış, çanta bir yerde mont başka bir yerde gelecek çocuklarını sevindirecek
 
anne ve anneanneler… Kapışırlar tezgahtaki çikolatalı keki, zeytinli ve peynirli açmayı…
 
Pazar esnafı müşterisini iyi mi iyi tanır; hal hatır sormayı, ayaküstü sohbeti eksik etmez. Ağzı iyi laf yapar, bağırmaktan çatallaşmış olsa da sesi, esasında gürdür. Eli de boldur, eksik olmasın. Yarım kilo istersin ağız büker, kilodan aşağı vermez.
 
Poşeti uzatıp seç ve sen doldur diyen pazarcılar, müşterileri tarafından en sevilen ve en çok alışveriş edilenlerdir. En iyiyi, en tazeyi, en serti, en suluyu kapma yarışı da uzatılan poşet ile başlar. Ne olursa olsun, alan da satan da memnun olur bu durumdan.
 
Peki ya nerede ve ne zaman kurulur, benim şehrim İzmir’de bu semt pazarları? Buyurun en güzel semt ve ilçe pazarları için buradan devam edelim:
 
Pazartesi: Bergama
 
Salı: Dikili, Mordoğan, Tire, Foça
 
Çarşamba: Bostanlı, Karaburun, Gaziemir, Şirinyer
 
Perşembe: Hatay, Bornova, Çiğli
 
Cuma: Seferihisar, Urla, Bayındır, Kınık
 
Cumartesi: Alaçatı, Ataşehir- Çiğli, Şemikler, Urla iskele, Selçuk, Karabağlar Ödemiş, Aliağa
 
Pazar: Sığacık, Bahçelievler- Karşıyaka, Çamdibi, Buca, Bayraklı, Çiğli
 
Tüm bu semt ve ilçe pazarlarının dışında, üreticisi ve kaynağı belli olan, hiç tarım ilacı kullanılmadan yetiştirilen, sertifikalı ve analizleri yapılmış ürünlerin satıldığı Büyük şehir ve ilçe belediyelerinin katkılarıyla kurulan %100 ekolojik Pazar, cuma günleri Bostanlı’da hizmet veriyor.
 
Sofralarınız, bolluk ve bereket içinde olsun!
 
Sizlere güzellikler içinde iyi ve kaliteli mal satanlar da paranızdan bereket bulsun.
 
Işık ve sevgiyle kalın!