Ve şehirde dokuz grup vardı. Bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar ve hakikatlere uymuyorlardı.  “NEML SURESİ, 48.Ayet”

1-Sistemin dedikoducuları: doğru mu yanlış mı demeden her dedikoduyu ayyuka çıkararak, bazen hiç var olmayan olayları, Salihleri ( doğru, iyi ve hayırlı insanlar) yıkmak için varmış gibi göstererek, yalanlar uydurarak halkı etkileyenler.

2-Her türlü yoldan para kazanan güçlü zenginler: Bunlar için her yol makbul ve mübahtır. Önemli olan vurgunu vurmaktır. Salih kimselerse onların menfaatini zedeleyecek en büyük düşmanlarıdır.   Kim fakirin hakkı fakire derse o, zenginlere darbe indirmiş olur.

3-Toplumun üçüncü ve en önemli silahlıları askerler: Her devirde askerin sözü geçer. Bu grupların menfaat düşkünleri toplumu kendi menfaatleri için sömürür ve yönlendirirler. 

4-Yeraltı dünyasını oluşturanlar: Her türlü cinayet, kaçakçılık, fuhuş, uyuşturucu, kumar v.s. suçlarla güç elde eden hırsız, uğursuz ve katil takımı.

5-Toplumda söz sahibi olan, çok bilgili görünen işin doğrusu topluma kendini aydın olarak kabul ettirmiş kişiler ve kurumlar.

6-Halkın asayişini sağlayanlar: Bunlar sadece yeraltı dünyasının kötülüklerine göz yumsa, bu bile düzenin bozulması ve felaketi için yeterli oluyor.

7-Adaleti hakkıyla dağıtmayan, menfaatinin icabı kararlar veren hukuk adamları ve kurumları.

8-Toplumda popülerlik kazanmış, böylelikle söz sahibi, kanaat önderi ve cemaat lideri olmuş kişiler: Eskiden şairler bu konumda bulunuyordu. Genel anlamda kişilerin ve kurumların şöhretlileri de denilebilir.

9-Sistemin yönetiminde yer alanlar: Yukarıdaki sekiz zümreyi de kendilerine göre ayarlar. Hepsi birbirlerinin menfaatini kollayarak bir birlik oluşturur.

Halk, bir araya gelip bir birlik oluşturamadığı sürece onları yıkmaya kimsenin gücü yetmez. Ayrıca yıllar içerisinde uyuşturulmuş, düşünemez ve karar veremez duruma getirilmiş, suyu çekilmiş tabiat gibi duygularından koparılmış hale geldiğinden bunu isteyemez bile. Başlarındaki belaların ve kötülüklerin tek sebebi Salihlerdir diye gösterilir. Halk, yalanlar ile buna ikna edilir.

Buradan şunu anlamak mümkün, nerede bir felaket, afet oluyorsa bunun sorumlusu zulme yol açanlar, fitne çıkaranlar, insanların umutlarını yok edenler, onları cahil bırakanlar, adaletini elinden alanlardır. 

Hiçbir ‘Ah’ yok olup gitmez, döner dolaşır, bunları planlayanların ocaklarına düşer ve yıkar, atar. Tarih bunun örnekleriyle doludur.

Işık ve sevgiyle kalın!