Etik bir düşünce ile hareket edenlerin sayısı giderek azalıyor.

Yalan, iftira, dedikodu ve türlü çirkinliklerin sürdüğü bir dünyada etik değerlere önem ve özen göstermeye çabalayanlara karşı sistematik bir tavrın olduğunu üzülerek görüyoruz.

Olması gereken bu değildir elbette. Etik bir düşünce üreterek buna göre bir yaşam tasarlamak ve buna uygun hareket etmek 21. Yüzyılın önemli bir amacı olmalıdır.

Bunu yapamayanlar bir boyutun dışında kalacaklar ve kendi yaptıkları kötülüğün derinliklerinde kaybolacaklardır.

İnsanın insan olması için akıl ve vicdanı ile hareket etmeye başlaması yeterlidir. Bu sayede doğa ve tüm canlılar bundan faydalanacak ve huzurun sağlanması için temel bir adım atılmış olacaktır.

Hiç kimsenin bir başkasını üzmeye, kırmaya, onu hırpalamaya hakkı yoktur. Bunu sadece insan için değil doğa için de istemelidir.

Etik bir düşünce ile hareket etme döneminin başladığı bu son yüzyılda bu yüzyılı da diğerleri gibi savaş ve duman içerisinde bırakmak anlamsız ve değersizdir. Yüreğinizin sesini dinlediğinizde eğer halen fenalık üzerine kurgular oluşturuyorsanız, sizde derin psikolojik sorunlar var demektir.

Bu konuda ne yapılabilir?

Bu sorunun cevabı üzerinde düşünmeye devam ediyorum. Hiç kimse insana yapmayı istemediği bir şeyi doğa ve onun canlılarına karşı da uygulamamalıdır. Eğer bunun aksine hareket ediyorsa iki yüzlü ve taraflı bir ruh halinde demektir. Daha iyisi için, daha güzeli için etik bir yaşamın perdesini aralamaktan yanayım.

Bunun için çaba vermeye değer ve devam etmek bir insan ödevidir. Yakın bir gelecekte bu yaklaşımı önerenlerin dünyamıza önemli katkılar sağlaması olasıdır.

Her zaman tekrarladığım gibi; Her şeye rağmen etik…