Bergama, Anadolu’nun kuzey batısında kurulmuş eski bir uygarlık merkezidir. Deniz yüzeyinden 63 metre yüksekliktedir.

İzmir ilinin kuzeyinde yaklaşık 101.004 nüfuslu şirin mi şirin bir ilçe merkezidir. Bergama, köy ve bucakları ile birlikte 150 bin nüfusu kaplayan ve Bakırçay havzası diye adlandırılan bölgenin en büyük ilçesidir.

1338 rakımlı Madra Dağı, Maya Tepesi ve 1051 rakımlı Geyikli Dağı Kozluk tepesiyle çevrilidir.

Bergama, İzmir’e 108 km bölünmüş asfalt, Soma tren istasyonuna 45 km asfalt ve Dikili iskelesine 28 km bölünmüş asfalt yollar ile bağlıdır. Yeni İzmir İstanbul otoyolu Kınık’tan geçince tüm ülke ile bağlantısı olacak ve Kuzey Ege Limanı açılınca da tüm Dünyayla entegre olacaktır. Kısacası Anadolu’nun dünyaya açılan ihracat kapısı haline gelecektir.

Dünya tarihinde ilk kez parşömen kağıdını bulan, bu yeni buluşuyla dünya ekonomisine yepyeni bir görünüm veren bu yöre, şimdi de 33 mm elyaf uzunluğunda dünyada Nil pamuğundan sonra ikinci sırada gelen pamuğu yetiştirerek haklı bir uluslararası şöhrete sahip olmuştur. Dünya çam fıstık üretiminin yaklaşık yüzde kırklık bölümü Kozak ormanlarında üretilmekte, Avrupa’nın en önemli şehirlerinin yollarının parkeleri Bergama graniti ile döşenmektedir. Dünyada Bergama yeşili diye bilinen nadide mermer Bergama’daki yataklardan çıkarılmaktadır. Perliti tüm dünyada kabul görmektedir; altın üretiminde de önemli bir potansiyele sahiptir.

Bergama deri tulum peyniri, tüm dünyaca tanınmakta ve aranmaktadır. Dünyanın en iyi altın sarısı renginde zeytinyağını çıkarmaktadır. Lokantalarında çığırtması, köftesi, tava ciğeri ve ciğer sarması, taze soğanlı et suyuna haşlanmış pideli kuzu şişi kebabı, büryanı, darp’ı, bağırsak çorbası, taze soğanlı oğlak yahnisi, işkembeli nohudu, yoğurtlu elbasan tavası, pırasalı ve nohutlu böreği, kaymaçinası, akşamcılar için ünlü meyhanelerinde fırın kellesi... Kasaplarında taze dana, kuzu ve oğlak etleri… Fırınlarında nohut mayalı çöreği ve bol susamlı gevreği… Marketlerinde Bergama kuskusu ve eriştesi ile ev yapımı nefis salçaları… Manavlarında Bergama ovalarında yerli tohumlardan üretilen taze sebzeleri ve meyveleri yanı sıra endemik otları… Tatlıcıları ve çerezcilerinde bir benzerine sadece Şam’da rastlayacağınız ramazan helvası yanı sıra damla sakızlı ve güllü lokumu, karanfilli ve damla sakızlı leblebisi. Kahvehanelerinde cilveli çayı, somatası ve benzerleriyle Bergama aslında mükemmel bir gastronomi şehridir. Kale mahallelerindeki sokak çeşmelerinde bir örneğine Roma’da rastlayacağınız şifalı soğuk kaynak suları hayrat olarak akmakta, antikacı dükkanlarında muhteşem Yuntdağ kilim ve halıları alıcılarını beklemekte, yöresel hediyelik eşya arayanlara Bergama parşömenleri göz kırpmaktadır. Rüzgar türbinleri ile Ege sanayisine can vermektedir. Kuzey Ege Limanı ile Türkiye’nin dünya’ya açılan penceresi olmaya adaydır.  Erken dönem Hıristiyanlığının Ege Bölgesi’ndeki en önemli 7 kilisesinden biri Bergama’dadır. Bundan dolayı hac merkezidir. Bergama’ya uzanacak İzban bu hac merkezini pekiştirecektir. Bilinen en eski Kermes hala bahar ayları geldiğinde kapılarını ziyaretçilerine açmakta ve herkesi beklemektedir. Her yönüyle kendi kendine yeten yegane şehirlerden biridir.

Bence Bergama ve yöresi bu özel konumundan dolayı Ülkemiz ekonomisi yönünden işlenmemiş ham bir madendir.

999.Unesco Dünya mirası Bergama şehri; seni kendisini görmeye çağırıyor!

Neden mi?

İşte nedeni!

Tarihçe: Bergama adını Pergamos isimli bir kahramandan almıştır.(M.Ö. V.-IV.) yüzyıllarda Bergama hakkında en iyi bilgiyi veren Xenophon (M.Ö.399) da şehrin Pers prenseslerinden Hellas’ın idaresinde olduğunu anlatmaktadır.

Şehir, İskender tarafından Perslerden  (M.Ö.344) de kurtarılmıştır. Bergama hakkında Xenophon zamanına kadar fazla bir şey bilinmemektedir. Bergama ve Akropol’de çeşitli devirlere ait anıt ve eserler vardır. Bergama’da efsaneleşen zamanlardan sonra taş, tunç, arkaik ve klasik kültürler meydana gelmiştir. (M.Ö.4000) yıllarından kalan eserler, Bergama çevresinde otokton yani yerli halkın yaşadığının belirtileridir. Büyük İskender’in ölümü ile 34 parçaya ayrılan İskender İmparatorluğundan birçok devlet kurulmuştur. Bunlardan biri de Bergama Krallığıdır.

İskender’in generallerinden Lysimachos, Bergama Akropolünün stratejik durumunu önemli bulduğundan bu tepeyi askeri üs haline getirdi. Akropol dünya askeri tarihinde zapt edilemeyen ilk ve tek yerdir. ( M.Ö. 301-283)

(M.Ö.283) de Akropol’ü yeni baştan imar eden Bergama kalesi kumandanı Philetairos isyan ederek Bergama Krallığı adı verilen bağımsız bir prenslik kurmuştur. Philetairos’un varisleri olan Eumenes ve Attaloslar Bergama sınırını Toros dağlarına kadar genişletip 150 yıl krallık olarak Bergama’yı idare etmişlerdir.

Delilik belirtileri gösteren Attalos III. Yerine halef bırakmadan ölmüştür. Ortaya çıktığı söylenen vasiyetnamede Attalos III Roma ahalisini ülkenin müşterek varisi sayıyordu. Bu suretle Bergama, Roma’nın bir eyaleti haline geldi. (M.Ö. 133) Bu vasiyetname yüzünden Bergama’nın yüz elli yıllık egemenliği tarihe karışmış oldu. Romalılardan sonra ( M.S. 395) Bizanslılar, Bizanslılardan sonra da Osmanlılar Bergama tarihinde yer almaktadır.

Eteklerindeki evler, günümüz dünya mimarlığında Bergama evleri olarak anılmaktadır.

AKROPOL

335 yükseklikte, üç surla çevrili ve teraslar halinde tanzim edilmiştir. Modern şehircilik anlayışıyla tekniğin birleşerek sanatkarların ve mimarların ahenkli çalışmaları Akropol’ü sayısız eserleriyle mamur ve göz alıcı ihtişama kavuşturmuştur. Teraslara planlı bir şekilde hem çok sayıda yapı yerleştirilmiş; hem de bu yapılara görüş kazandırılmıştır.

Tanrı mabetleri yanında sosyal kurumlara yer verilmesi diğer akropollerden ayıran bir özelliğidir de…

Yapılar sıra ile ayrıntılı incelendiğinde, birinci sur içerisinde Parşömen Kütüphanesi, Triyanus Mabedi, dünyanın en dik tiyatrosu olan on beş bin kişilik Akropol Tiyatrosu bugünkü kalıntılarıyla eski yapıların ihtişam ve zerafet örneklerini verebilmektedir. İkinci sur içerisinde Zeus Sunağı (Tamamı Berlin’deki Bergama Müzesindedir) Demeter Mabedi ve Gimnazyum vardır. Üçüncü sur içerisinde ise Roma ev süslemesi sanatının güzel örneğini veren Attalos evindeki mozaikler ve duvar freskleri, Roma sanatı hakkında bir fikir vermektedir. Akropolün sosyal tesislerinin en önemlilerinden biri aşağı Agora’da bu sur içerisinde yer almıştır.

ASKLEPİON

Dünyadaki yedi Asklepion’dan biri Bergama’dadır. Milattan önce 4.yüzyılda kurulmuştur.

Temiz hava, bol güneş, su; otlardan yapılan ilaçlar ve telkinle hastalar tedavi edilmekteydi. Asklepion’un giriş kapısı olan Viran dağındaki yasada yer alan“Tanrılar adına ölümün girmesi yasaktır.” ibaresiyle de hastaların ilk anda maneviyatının yükseltilmesi sağlanırdı.

Asklepion Tiyatrosu’nu isminin açıklanmasını istemeyen bir hayır sahibi yaptırmış ve Asklepion’a adamıştır. Burada da flüt, lir sesleri ve verilen temsillerle hastaların hayata bağlılığının arttırılması esas tutulmaktaydı.

Asklepion’lar, her türlü saldırıdan korunmuştur. Buraya sığınanları hiçbir kuvvet alamaz. Sığınanlarsa gerekli hizmetler için kullanılırdı.

Asklepion’a girişte sizi dünya tıbbının sembolü olan yılanlı sütun karşılar. Ama dünyayı kıskandıran 200 bin ciltlik kütüphanesi, yok olmuştur.

Bugün; tiyatrosu, sütunları, çeşitli tesisleriyle Asklepion ayakta kalan tarihi eserlerimizden olup; görülmesi ve şifalı suyundan içilmesi tavsiyeye şayandır.

BAZALİKA

Bergama’nın içinde ve dünyada bilinen ilk en uzun tünele sahip Selinos deresinin kenarındadır. Uzunluğu 54 m yüksekliği 24 m olan muazzam bir yapıdır. Roma yapısı olan Bazalika’nın eski devirlerde tamirler geçirdiği ve çeşitli maksatlar için kullanıldığı sanılmaktadır. En son erken Hıristiyanlık döneminde Ege Bölgesindeki 7 kiliseden biri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Girişindeki yaklaşık 40 ton ağırlığındaki yekpare beyaz mermerden Eric Von Daniken’in Tanrıların Arabaları adlı kitabında esrarlı bir şekilde bahsedilmektedir.

GÜZELLİK ILICASI

Bergama’ya 3 km mesafede ve İzmir asfaltına çok yakındır. Önü Çamlıktır.  Kamping, mesire yeri ve dinlenme merkezi olarak ayrılmıştır. Suyu sodalı olduğundan eski çağlarda cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmış; bugün de geliştirilmiş tesisleriyle aynı amaçla kullanılmaktadır.

Bergama antik dünyanın eserlerinin yanı sıra ünlü Selçuk ve Osmanlı eserleriyle de süslüdür.

Bergama, kültür dünyasının en çok tanıdığı şehirdir. Bergama için yazılanlar bugün dünya kütüphanelerini süslemektedir

Işık ve sevgiyle kalın!