Vaktin zamanında Maveraünnehir bölgesindeki Türkmen ülkesinde padişah hastalanmış, saraya davet edilen hekim başı yaptığı muayene sonucunda ona, iyileşmesi için kaplan sütü içmesi gerektiğini söylemiştir. Sarayda çalışan personelden biri bu zorlu göreve talip olur. Padişahtan on tane keçi ister. İsteği hemen yerine getirilir ve adam şehirden uzaklarda bir yerde bulunan kaplan yuvalarına gider. Dişi bir kaplan yavrusunu emzirirken uzaktan ona bir canlı keçi atar. Kaplan hemen keçiyi kapıp yer. İkinci gün biraz daha yaklaşır bir keçi daha fırlatır. Birkaç gün daha aynı şekilde devam eder ve bu şekilde kaplanın yanına yaklaşarak sütünü sağmayı başarır. Neşe ve mutluluk içinde saraya dönerken yorgunluktan yolda uyuya kalır ve uykusunda bir rüya görür. Vücudunun tüm organları kendi aralarında tartışmaktadırlar. Ayaklar şöyle der : “Ayaklar gibi başka bir organ yoktur. Şayet biz yürümeseydik bu süt alınamazdı.”  Eller şöyle itiraz ederler:“Bizim gibisi yoktur. Biz olmasaydık hiçbir şey gerçekleşmezdi.” Kalp, “Ben bu fikri ortaya atmasaydım, siz hiçbir işe yaramazdınız” der. Dil ileri atılıp” Ben konuşmasaydım hiçbir şey gerçekleşmezdi” diye fikrini söyler. Tüm organlar ona itiraz edip şöyle derler : “Sen kendini bize benzetmeye nasıl cüret edebilirsin, bu ne küstahlıktır. Sen iki kale arasında yaşıyorsun ve diğer organlar gibi fikir yürütüp söz söyleme yetkin yok. Bunun üzerini dil onlara: “Hepinize aslında benim hükmettiğimi, arzu ederseniz bugün size göstereyim” der. Adam uyanır ve padişahın yanına gider. Sütü padişaha sunarken ağzından şu sözler dökülür: 
-Haşmetlü Padişahım! İşte istediğiniz köpek sütünü getirdim.
Ortalık karışır, Padişah bunu bir alay olarak kabul eder ve sinirlenerek derhal adamın asılmasını emreder, ulemada asılmayı tasdik eder. Adam asılmaya götürülürken tüm organlar ağlamaya başlarlar. Dil onlara şöyle der : “ Ben sizin hiçbir şeye yaramadığınız söylemedim mi? Ben sizi kurtaracağım; ama sizin de benim size hükmettiğimi kabul etmeniz gerekir”. Onlar da kabul ederler. Cellada seslenerek son arzusunun Padişahın huzuruna götürülmek olduğunu söyler.  Onu padişahın huzuruna götürürler ve Padişaha şöyle der:
-Haşmetlü padişahım! Adamlarınıza neden beni asmalarını emrettiniz?
-Ben sana kaplan sütü dedim, sen ise bana köpek sütü getirdin!
-Huzurunuzda heyecandan dilim sürçtü lütfen sütü kontrol ettirir misiniz?
Padişah hemen sütü kontrol ettirir ve sütün gerçekten kaplan sütü olduğu hekim başı tarafından onaylanır. Bu sefer organlar dile teşekkür ederler.
 İşte “Ölüm de ve yaşam da dile bağlıdır.” sözünün anlamı budur.
Işık ve sevgiyle Kalın!