Birçok kişinin “Şeytan”ı, kalıtımsal veya beden bilgisayarlarında çalışan yüklenmiş yazılım programlarıdır. Eğer gerçekten “bilinç”imize açılırsak bu kısır döngüyü kırabilir, kendi hayatımızın kontrolünü elimize alabiliriz. Bu noktada, beden bilgisayarı, seçtiği bu realiteyi deneyimleyeceği bir araç olarak “bilinç”e hizmet eder. Artık “efendi” bilgisayar değildir, dolayısıyla hayat bizi yaşayacağına, biz hayatı yaşamaya başlarız.

Bağımlılıklar, genellikle beden bilgisayarı kavramlarıdır ve nasıl çalıştığını bilirseniz, bağımlılığı, reaksiyon veya inancı tetikleyecek programı yerleştirebilirsiniz. Bir pazarlama uzmanı olan Martin Lindsrom ,”Satın Alma Bilimi” adlı kitabında, paketin üzerindeki bütün  uyarılara ve korkunç resimlere rağmen sigarayı bırakma kampanyalarının, tiryakilerin beyinlerindeki “tutku” kısmı olarak bilinen bölümü tetiklediğini yazıyor. O kampanyalar, o kısmı aktive ederek sigarayı özendiriyor ve bir kere koşullandırıldığı zaman, gittikçe daha fazla doz istiyor. “Nöro-pazarlama” denilen büyük bir pazarlama alanı, istenen karşılığı almak üzere beynin farklı bölümlerini hedef alıyor ve alıcılar kendi özgür seçimlerini yaptıklarını sanıyorlar.

Ülkemizdeki insanlarımızın önemli bir bölümü, bireysel ve kolektif olarak, herhangi bir pazarlamacıdan çok daha yetenekli profesyonel uzmanların kullandığı aynı tekniklerle kontrol altında tutuluyor.

Aydınlanmış, uyanmış kişiler birleşerek kolektif çalışmalarını ülke yönetimi için de yapmalı.

Ülkemizin esenliği, insanımızın refahı açısından, bu seçimin Millet İttifakınca kazanılmalısı için gereken yapılmalıdır.

Işık ve sevgiyle kalın!