Bugün PKK ve Öcalan ile yürütülen görüşmeler çerçevesinde yeni bir Anayasa yapılması veya Anayasa’nın belli başlı maddelerinde değişlikler yapılması gündemde. Bunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çok MHP lideri Bahçeli öne çıkmış durumda. 2015’te yürütülen açılım sürecinin önündeki en büyük engel MHP iken, bugün sürecin en büyük taşıyıcısı MHP. 10 yıllık süreçte büyük bir değişimin ve dönüşümün olduğu görülmektedir.

Bugünkü anayasal sistemin ve kurucu kültürün temelleri 1924 Anayasası’nda yer almaktadır. 1924 Anayasası, Mart-Nisan 1924 tarihlerinde TBMM’de özgür bir tartışma ortamında kabul edildi. Anayasa taslağının 88. Maddesi Türk kavramını tanımlamaktaydı. Genel kurula geldiğinde üzerinde en çok tartışılan konulardan biri de bu oldu.

Taslağın ilgili maddesi şöyle idi:

“Türkiye ahalisi din ve ırk farkı olmaksızın Türk olarak adlandırılır. Türkiye’de ve yurt dışında bir Türk babadan doğan veya Türkiye’de yaşayan yabancı bir babadan Türkiye’de doğan, memleket içinde ikamet eden ve erginliğe vardığında resmen Türklüğü kabul eden ya da vatandaşlık kanunu gereğince Türklüğe kabul olunan herkes Türk’tür. Türklük sıfatı kanuni nedenler dolayısıyla kaybedilebilir”.

Tasarıyla ilgili soruları Anayasa Komisyonu adına Celal Nuri ileri yanıtlamaktaydı. 88. Maddenin görüşülmeye başlanmasının ardından Yozgat milletvekili Ahmet Hamdi Bey, maddenin “Türkiye ahalisinden olup Türk kültürünü benimseyenler Türk olarak adlandırılır” şeklinde değiştirilmesini istedi.

Bu talep karşısında komisyon adına konuşan Celal Nuri Bey, etnik bir milliyet tanımı yapmadıklarını söyledi. Ayrıca Lozan’ın 37-44. Maddelerinde gayrimüslim azınlıklara yönelik yapılan tanımlama dolayısıyla bunu yapılamayacağını, kültürün esas alınamayacağını belirtti. Lozan’ın 39. Maddesine göre gayrimüslimler, Müslümanların sahip oldukları medeni ve siyasi haklara sahip olacaklardı. Dolayısıyla kültür/hars kelimesini oraya koymanın imkanı yoktu.

Madde ile ilgili olarak söz alan isimlerden biri de Hamdullah Suphi Tanrıöver’di. Hamdullah Suphi, madde ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Bütün siyasi sınırlarımız içinde yaşayanlara Türk unvanını vermek bizim için bir emel olabilir. Fakat görüyorsunuz ki, çok zorlu bir mücadelenin içinden çıktık ve hiçbirimiz kalbimizle mücadelenin tamam olduğuna inanmıyoruz. Diyoruz ki, Devletin, Türkiye Cumhuriyetinin tebaası tamamıyla Türk’tür”. Bunların ayrı dil konuşmaları, ayrı okullara sahip olmaları, devlet ayrılığı gütmeleri söz konusu iken bunları Türk kabul etmek mümkün değildir. Maddenin eksiklerinin giderilmesi gerekir.

Komisyon sözcüsü Gelibolu milletvekili Celal Nuri Bey, cevaben Türk Cumhuriyetinin bütün fertlerinin Türk ve Müslüman olmadığını belirtti ve “Bunları ne yapacağız?” diye sordu. “Ortada bir Rum var, bir Ermeni var, bir Yahudi var, türlü türlü unsurlar var. Allaha şükür ki azınlıktırlar.

Atatürk, İnönü, Atsız ve Sırrı
Atatürk, İnönü, Atsız ve Sırrı
İçeriği Görüntüle

Bunlara Türklük sıfatını vermeyecek olursak ne diyeceğiz? (Türkiyeli sesleri). Rica ederim, Türkiyeli hiçbir anlama gelmemektedir. Diğer taraftan Lozan’ın 37. Maddesi açısından arada hiçbir fark olmayacaktır.

Fark olmayınca şu Türk’tür, şu Türkiyelidir demek ve ikiye ayırmak –Lozan açısından da- mümkün değildir. Lozan’ın 39. Maddesi gereğince Müslümanların sahip oldukları medeni ve siyasi haklardan gayrimüslimler de yararlanacaktır”.

Bu noktada Lozan’ın dini azınlık tanımladığı, etnik azınlık tanımadığını belirtmek gerekir.

Celal Nuri, Hamdullah Suphi’ye şu soruyu sordu:

“Bunlara Türklük sıfatını vermeyelim de ne yapalım; elimizde ikinci bir imkan var mıdır ve bu imkan anlaşmalar ile devletler hukukuyla bağdaşmakta mıdır?”

Dersim milletvekili Feridun Fikri de, “‘Türkiye ahalisinden’ kelimelerden sonra ‘uyrukluk bakımından’ kelimelerinin ilavesini teklif eylerim” diye önerge verdi.

Konya milletvekili Naim Hazım ise bugün de dile getirilen bir kavramı önerdi:

“Maddenin birinci fıkrasındaki (Türk) kelimesinin (Türkiyeli) şeklinde değiştirilmesini ve diğer fıkralarında da buna göre düzeltilmesini ve düzenlenmesini teklif ederim”.

Teklif okunurken Meclis’ten “Hayır” sesler geldi.

İstanbul milletvekili Hamdullah Suphi Bey de bir değişiklik önergesi verdi:

“88. Maddenin Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla Türk denir. Şeklinde değiştirilmesini teklif ederim”.

Bu teklifin okunması sırasında Karesi (Balıkesir) milletvekili Süreyya Bey, “Onu kabul ediyoruz” diye oturduğu yerde bağırdı. Süreyya Bey, Anayasa Komisyonu adına da konuşmuş, Hamdullah Suphi’nin önerisini kabul ettiklerini belirtmiştir.

Yapılan oylama neticesinde Hamdullah Suphi’nin teklifi kabul edildi. Maddeye “vatandaşlık itibarıyla Türk kabul edilir” ifadesi eklendi.

Milli kimlik için ırk, kültür ve vatandaşlık üzerinden tanım yapmak mümkündür. Cumhuriyeti kuranlar 1924 Anayasası itibarıyla Türk’ü ırk olarak esas almadılar. Hatta kültür olarak hedef alıp anayasaya koymadılar. Onların ölçütü vatandaşlık oldu. Bununla birlikte kültür olarak Türk kimliğini ortak milli kimlik olarak tanımlamak, kapsayıcı bir milliyetçilik anlayışı benimsendi. Milliyetçilik anlayışında objektif unsurlar denilen ırk gibi kavramlar benimsenmedi. Kültürü temel alan sübjektif unsurlar benimsendi. Nitekim Atatürk’ün tüm farklı kökenlerden gelen, imparatorluk bakiyesi bir toplumda coğrafyanın da getirdiği farklılıkları tek bir çatıda toplayacak ölçüde millet tanımı yaptı (1925): “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir”.

Dolayısıyla ve sonuç olarak Türk kavramı kendi başına bir etnik kimliği ifade etmesinin tarihin ve demografinin getirdiği süreç itibarıyla ortak birleştirici milli kimliği de ifade etmektedir. Türklüğü sadece etnik kimlik olarak görmek eksik, hatalı ve yanlıştır. Türklük bizim anayasal anlamda birleştirici kimliğimizdir. Kürtçülerin ya da İslamcıların, Cumhuriyetin kurucu değerlerin, ümmetten millet, ümmet toplumundan ulus devlet yaratma çabalarından rahatsızlıkları malumdur. Buradan uzaklaşma, Türkiye’yi Lübnan, Irak, Suriye gibi ülkelerin karanlığına taşır. Bütün dini ve etnik kimlikler bundan zarar eder. Kâr edecek olan emperyalizm ve yerli uzantıları olur.

Türkiye’nin kurucu ayarlarında sorun yoktur. Sorun kurucu ayarlarla oynayanlardadır. Türkiye’nin kurucu ayarlarıyla oynamamak gerekir.

Herkese iyi bayramlar.