Altı ay arayla Manisa halkı iki belediye başkanını al bayraklı tabutlara sararak ebediyete uğurladı. Son altı ayda Manisa, geçmişte yaşadığı depremleri bir kenara koyarsak, şehir olarak böylesine ağır ve ortak bir acıyı belki de hiç yaşamamıştı.
Ferdi Zeyrek’in acısı hala yüreklerde tazeyken, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'ın amansız hastalığa yenik düşmesi, acı üstüne acı oldu. Belediye önündeki törende CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşmasını canlı dinledim. İnsan olan herkesin bu konuşma karşısında üzülmemesi, gözyaşı dökmemesi mümkün değildi.
Özgür Özel konuşmasında şunları söyledi:
“Kaybedilen her seçimden sonra toplanır, seçim kritiği yapardık. Neden kaybettiğimizi konuşurduk. O dönem Gençlik Kolları Başkanı olan Gülşah hep şunu söylerdi: ‘Bizim seçimi kazanmak için bir hikayemiz yoktu.’ Son yerel seçimlerde Şehzadeler’de kendisini aday gösterdiğimizde, ‘Kazanabilir miyiz, bu sefer bir hikayemiz var mı?’ diye sormuştum. Gülşah, ‘Evet CHP Genel Başkanı'na memleketinde seçim kazandıracağız. Bu sefer var’ demişti.”
Gülşah Durbay, Şehzadeler’e bir kadın belediye başkanı olarak güzel bir hikayeyle gelmişti. Ama kendi sözleriyle ifade edersek; “Güzel başlayan hikaye, acıklı bitti.”
HAKSIZLIK/HASTALIK/DİRENÇ/ONUR
Göreve geldikten sonra yaptığı çalışmalar, Manisa halkının gönlüne girmeyi başardı. Ancak adı çoğu zaman başarılarıyla değil, kendisine yöneltilen haksızlıklarla da anıldı. Kadın olmanın, genç olmanın ve muhalif olmanın bedelini fazlasıyla ödedi. Hakkında çıkarılan çirkin ve haksız dedikodular ne insanlığa ne de vicdana sığacak türdendi.
İtibarsızlaştırma ve hedef gösterme yetmedi; bunun üzerine bir de amansız hastalıkla mücadele etmek zorunda bırakıldı. Kanserle savaşan Gülşah Durbay, yalnızca bedeniyle değil, aynı zamanda vicdansız bir siyaset diliyle de mücadele etti.
BİRLİK/SAHİPLENME/HAFIZA/VEFA
Ferdi Başkan’dan sonra kısa süre içinde Gülşah Başkan’ın da kaybı, Manisalıların “birlik duygusunu” bir kez daha sınadı. Yayınları izlerken gördüğüm tablo şuydu: Bir şehir, başkanlarına topluca sahip çıkıyordu. Belediye başkanı halkın içinde yaşarsa, halk da gereken cevabı veriyor. O başkanlar topluma mal oluyor. Aramızdan ayrıldıktan sonra isimleri sadece sokak tabelalarında değil, insanların gündelik hayatlarında yaşıyor.
Ferdi Başkan ve Gülşah Başkan giderken bunu hepimize net biçimde gösterdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in törenlerde gözyaşlarını tutamadığını gördük. Ferdi Başkan’ın cenazesinde mezara iniş anında çekilen fotoğraftan sonra, Özel’in farklı bir siyasetçi olduğunu tüm Türkiye fark etti. O gözyaşları, siyasette çok sık rastlamadığımız bir sahiciliğin yansımasıydı.
MANİSA, ZEYREK VE DURBAY'I KALBİNE GÖMDÜ!
Ben bir şehrin toplu ağladığını, Ferdi Başkan ve Gülşah Başkan'ın cenazelerinde gördüm.
Bazen bir şehir başkanını toprağa verir.
Ama bazı başkanlar, bir şehrin gönlüne ve hafızasına gömülür. Ferdi Zeyrek ve Gülşah Durbay gibi.
Son cümle: "Uğurlar ola Manisa Koldere'nin yürekli kızı. Işıklar içinde uyu. Yattığın yer incitmesin seni."




