Kalitesizlik toplumun artık her kesiminde.

En son örneklerden biri TBMM'sinde yaşandı. 

İktidar partisinden bir bayan milletvekili ocak başına geçip 

Mangal partisi için cazır cazır ciğer kızarttı. 

Meclis değil sanki 'Yemekteyiz programı.' 

Kalitesizliğe, meclise saygısızlığa bakar mısınız?

Orası adı üzerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi. 

Milletin seçtiklerinin görev yaptığı yer.

Ancak birilerinin düşüncesi mide-barsak sistemi olursa 

Ortaya böyle bir tablo çıkması doğal.

Bir ülkede uygarlık kaldırılmış ve yozlaştırılmışsa bu tür olaylar yaşanır.

Milattan önce yaşayan bir Roma devlet adamı uygarlığı şöyle tanımlıyor.

''Uygarlığı görkemli yapılarda arayanlar ahmaklardır.''

Kalitesizlikle ilgili işte en son bir örnek.

Spor kulübü başkanı (Nasıl bir başkansa bu kişi?) 

Maç sırasında sahaya inip hakeme saldırdı. 

Aklın alamayacağı bir saldırı daha gördü bu toplum.

Yirmi bir yıldır bu ülkeyi kalitesizlik bir 'Bulut Gibi' gibi kapladı.

Yapan yaptığıyla kalıyor.

Olaylar hafife alınıp uygun olan ceza verilmiyor. 

En önemlisi de bazı kişiler özellikle korunuyor.

Kalitesizliğe eklenen bir vicdansızlık örneği de yine TBMM'sinde ortaya çıktı.

Kürsüde konuşmasını yapan muhalefet partisinden bir milletvekili fenalaşıp yere 

Düştüğünde iktidar partisindeki milletvekillerinden;

''Tanrı'nın gazabı böyle olur!..'' sesleri yükselmiş!..

Hani bunlar dindardı?..

Bunlarda Tanrı korkusu vardı hani?..

Tanrı'nın gazabı acaba neden iki yüzlüleri, 

Toplumu Tanrı ile aldatanları, hırsızları ve

Hukuku engelleyenleri sorgulamıyor?

Oysa ki cezasızlık bir toplumu çürüten en önemli nedenlerden biri. 

Gazabı saptırmanın, Tanrı'yı Tanrı ile aldatmanın bir sonu olmalı.

Ülkemizde uygarlaşmanın adımı Mustafa Kemal Atatürk'ün 

Kurduğu cumhuriyet dönemiyle başladı. 

Ancak ne acıdır ki, 1950'li yıllardan başlayarak 

Atatürk İlkeleri bir bir çiğnendiğinden 

Toplumda kalitesizlik ve ilkelleşme de giderek yerleşti.