Bir kadın, evine badana boya yaptırmaktadır. İş sona ermek üzeredir ama farklı bir tonda boyatmak istediği son duvarın rengi bir türlü tutmaz. Kadın yorgundur, morali bozuktur, kafasını duvarın rengine takmıştır. Ustaların evden çıktığı akşamında, küçücük bir not bırakarak intihar eder: “Son duvarın rengi bir türlü tutmadı.”

İnsanlar şaşırır; bu bir intihar nedeni olabilir mi? İşin içyüzünü bilenler ardından sesiz gözyaşları dökerler: Kadının kocası, en yakın arkadaşıyla aşk ilişkisi yaşamış, evi terk etmiştir. Delikanlı oğlunu bir süre önce trafik kazasında yitirmiştir. Yeni bir hayata başlamak umuduyla toparlamakta olduğu evinin hacizli olduğunu öğrenmiştir, son duvarın boyası tutmamıştır.

Kendimi kötü hissettiğimde, bardağı taşıran son küçük damlayı, duvarın bir türlü tutmayan rengini düşünürüm… Benim son duvar ım; ülkemin huzur ve refaha kavuşamaması için bahçe kapısının önüne konan takozlar, yığılan molozlar... Ama birlik içinde ve beraber olursak bizim duvarımızın rengi tutacaktır!

Işık ve sevgiyle kalın…