Vaktin zamanında dünyaya gelme vesilem olan canım annem beşiğimi tıngır mıngır sallar iken söylediği ninnilerin birinde; zemheri soğuğunda, serçe ile yavrusu bir dala konmuş. Biraz sonra badem bıyıkları buz tutmuş ve gözleri soğuktan yaş içinde zor yürüyebilen bir avcının yaklaştığını görmüşler. Serçe yavrusu, “Bak anne!” demiş. “Ne kadar merhametli bir adam, iki ayağını birlikte zor kullanabiliyor ve gözleri yaş içinde.” Anne yavrusunu ses çıkarmaması için uyarmış, “Sen onun gözündeki yaşa değil ellerindeki kana bak!” demiş.

Hazreti insan kardeşlerim; masallar, kıssalar, meseller ve hikayeler biz insanların yetişmesi, olayları görüp gerçeği kavrayarak uyanması için anlatılır.

Biz serçe değiliz. Elleri kirli ve kanlı avcılarla da nasıl başa çıkılacağını biliyoruz. Amma, Ülkemizin ve insanlarımızın geleceği için bilmeyenlere de bıkmadan usanmadan anlatmak ve öğretmek zorundayız.

Işık ve sevgiyle kalın!