CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçim çalışmaları için geldiği Manisa'da, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş insanlarıyla Ticaret ve Sanayi Odası'nda toplantı yaptı. Kılıçdaroğlu, partisinin beton ekonomisini değil üretim ekonomisini savunduğunu, ülkenin dijital çağı yakalamasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, "Başkan, televizyon üretiminin ne kadar fazla olduğundan söz etti. Gayet güzel ama nano teknoloji konusunda söz sahibi değilseniz başkalarının ekranlarını alıp burada monte edersiniz" dedi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Manisa'ya gitmek için İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na uçakla geldi, daha sonra kara yoluyla kente ulaştı. Kılıçdaroğlu, ardından Manisa Ticaret ve Sanayi Odası'nı ziyaret etti, burada sivli toplum kuruluşu temsilcileri, iş insanları ile bir araya geldi. Toplantıya Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile milletvekilleri ve parti yöneticileri de katıldı. Konuşmasına "Değerli dostlarım" sözleriyle başlayan Kılıçdaroğlu, sanayici profilini anlatarak, "Sanayici kendisini aşmış kişidir. Ekonomimizin kamu görevlisidir. Sanayici kendisini düşünmez, artık ülkesini düşünür, rekabet edecek, yatırım yapacak ve dünyada tutunmaya çalışacak. Yerinde durmak yoktur, hep çalışmak vardır. Sanayicinin ruhunda esnafların temel özelliği, devlete yük olmazlar yükünü azaltırlar. Esnafların ve sanayicilerin ciddi sorunları var. Sorunu olmayan kimse yoktur. Bütün mesele şudur; sorunları nasıl çözeceğiz? Akılcı politikalarla çözülmeyecek sorun yoktur. Biz bunların tamamını gerçekleştirebiliriz" ifadelerini kullandı.

'BÜTÜN İNANÇLARIN ORTAK KAVRAMI ADALETTİR'

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bölgesinde nasıl bir güç olacağı sorusunun sadece politikacıların değil, düşünen herkesin ortak görevi olduğuna dikkat çekerek, geleceğin inşaasında dört ayaklı stratejiyi açıkladı. Kılıçdaroğlu, "Birinci ayağı, ülkemizde tam anlamıyla demokrasi varsa dünyada söz hakkımız olur. Herkes konuşur, bilim dünyası gelişir, engeller kaldırılmış olur. Demokrasinin asıl temel amacı, herkesin can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Sadece bizim için değil bu ülkeye yatırım yapacaklar için de değerli bir kavramdır. Bir kararnameyle sizin malınıza el konursa can ve mal güvenliği yoktur. Bunu sağlamak bütün demokrasilerin varlık nedenidir. Bunun için yargının bağımsız olması lazım. Adalet çok önemlidir. Devletin temelini adalet oluşturur. Sadece bizim can ve mal güvenliğimizi sağlayan unsur değildir. Hepimizi birleştiren kavramdır. Bütün inançların ortak kavramı adalettir. Yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı, medya özgürlüğü, bu açıdan önemlidir" dedi.

 

'CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI ÜLKENİN SİGORTASI'

Cumhurbaşkanlığı makamının sıradan bir makam olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'den göğsündeki CHP rozetini çıkarmasını istediklerini belirterek, cumhurbaşkanlığı makamının bir ülkenin sigortası olduğuna dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Muharrim İnce'yi aday gösterirken Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağını taktık. Bu açıdan bizim cumhurbaşkanı adayımızın diğerlerinden büyük bir farkı vardır. Biz demokratik parlamenter sistemi inşa etmek zorundayız. Bunu söylediğimiz zaman şu eleştiri geliyor, eski sisteme dönmeyeceğiz, onu en çok eleştiren biziz, biz, demokratik sistemi geliştirip dünyada söz sahibi olmak istiyoruz. Demokrasinin dört temel ayağı vardır. Dördü bağımsızdır ama birbirini denetler. Parlamento yanlış kanun çıkartır ama yargı onu denetler. Yargı yanlış bir şey yapabilir üst mahkeme bunu düzeltecektir. Demokrasilerde denetlenmeyen hiçbir makam yoktur. Yeni modelde olması gerekenler nedir? Dört ayak yeterli mi? Hayır. Yüzde 10 seçim barajı olması darbe hukukunun sonucudur. Yüzde 34 oy alıyorsunuz. Parlamentoda yüzde 65'i temsil ediyorsunuz. Bu olmaz. Demek ki seçim kanununun değişmesi lazım. Kadın erkek eşitliği diyoruz. Niçin? Kadınlar için seçim yasasında cinsiyet kotası getiriyoruz. Biz kendi tüzüğümüzde yaptık ama seçim kanununda da olması lazım. Yeterli mi? Hayır. Yurt dışı seçim çevresinin olması lazım. Milletvekili çıkartamıyorlar. Bunun adı demokrasi mi? Oy kullanacaksın ama milletvekili çıkartamıyorsun. Onlar da gelip sorunlarını anlatmalılar."

'VERGİ ALAN HESAP VERMELİ'

Kılıçdaroğlu, ekonomiden de söz ederek vergi alanın hesap vermek zorunda olduğunu dile getirdi. CHP Lideri, "Çocuk doğduğu anda vergi öder. Altına bez alırsınız, vergi ödersiniz. Süt alırsınız, vergi ödersiniz. Soru şu; vatandaş vergi ödüyorsa vergiyi harcayan makam bunu hesabını veriyor mu? Bize şu eleştiriler geliyor; CHP yola, baraja karşı mı? Hayır, neden karşı olalım? Sorduğumuz soru şu arkadaş. Yolu kaça yaptın? Dünyanın bütün demokrasilerinde vatandaş bu soruyu sorar ama vatandaş bundan korkuyor. Onun yerine ben soruyorum. Bu soru bütün demokrasilerde sorulur. Neden sorulur? Köprü yapılırken yolsuzluk yapılmış mı diye. Hepimizin dikkatli olması lazım" dedi.

 

'SİVİL ANAYASA YAPMAZ ZORUNDAYIZ'

Sivi anayasanın önemine dikkat çeken Kemal Kılıçdaroğlu, vesayetlerden arındırılmış, az, öz, kısa bir anayasa yapmak zorunda olunduğunu belirterek, "Eğer bunu yapabilirsek Cumhuriyet tarihinde ilk kez sivil toplum bir araya gelip anayasa yapmış olacak. Hedefimiz bu. Medyanın özgür olması için iki şey önemli. Medya patronu sadece bir şeyle ilgili olacak. İki, bütün medya çalışanlarının sendikalı olması lazım. Neden? Patronuna karşı bile yazdığı haberin arkasında durabilmeli. Biz bunları yaptığımız zaman ülkemizde özgürlüğü sağlarız" ifadelerini kullandı.

NANO TEKNOLOJİ

İş insanlarına ekonominin nasıl olmasını gerektiğini soran Kılıçdaroğlu, "Betona mı yatıralım, üretime mi yatıralım? Bu tercihte de bulunmak zorundayız. Bizim tercihimiz üretmekten yana. Tarlada çifti üretecek, üniversitede hoca bilim üretecek, hizmet sektörü otel hizmet ürecek, sanatçı sanat eseri üretecek, her anlamda üretmek zorundayız. Söz sahibi olacağız. Sanayide de üreteceğiz. Başkan televizyon üretiminin ne kadar fazla olduğundan söz etti. Gayet güzel ama nano teknoloji konusunda söz sahibi değilseniz başkalarının ekranlarını alıp burada monte edersiniz. Katma değeri olan ürün üretmek zorundayız. 21'inci yüzyılda katma değeri yüksek ürün ürettiğimiz anda Türkiye'nin yıldızı parlar. Bunu nasıl yapacağız? Üniversite bilgi üretecek; bunu yapmazsak ürünü üretemezsiniz" diye konuştu.

 

'ÜRETİM EKONOMİSİNE GEÇECEĞİZ'

Kılıçdaroğlu, ülkenin dijital çağı yakalaması gerektiğini vurgulayarak, üretim ekonomisi için şunları söyledi:

"1925 yılında Kayseri'de uçak fabrikasının temeli atıldı. Kendi denizaltımızı yapıyorduk. Etibanklar, Et Balık Kurumları, Toprak Mahsulleri Ofisi kuruldu. Reçete belliydi; inançla yolumuza devem edeceğiz, özümüze döneceğiz. Bugün gerilerdeyiz. Yarışa başladığımız ülkelerden çok gerideyiz. Dijital çağı yakalamak zorundayız. Bunu yapamazsak geride kalırız. Bunu nasıl yapacağız? Teşvik sitemiyle neyi nasıl üreteceğiz, akıllı bir planlamayla üretimi, ekonomiyi nasıl yapacağız? Formülümüz var, projemiz de var. Vergi ve sigorta primini tam ödenmek kaydıyla bunu yapan her sanayiciye ödediği vergi ve sigorta kadar bir yıl süreyle sıfır faizli kredi vereceğiz. Yeter ki yapsın. Bankalara faiz ödenecek. Bunu dönemin hükümeti ödeyecek. Kaynak var mı? Evet kaynak var. Bütün mesele akılcı politikalar üretmekte. Akıl akıldan üstündür, her şeyi ben bilemem eğer aklımız varsa bunu kullanacağız. Ortak aklı inşa edeceğiz. Buna eskiden planlama denirdi. Her ailede planlama vardı. Her kurumda planlama vardır. Çok şükür biz planlama teşkilatını kapattık. Bunu yeni normlara uygun olarak yeniden inşa edeceğiz. Dünyayı en iyi gözleyenlerden oluşacak bir bilgi politikaları kurulu kuracağız. İkinci hedefimiz bu üretim ekonomisine geçeceğiz."

 

'ELİN OĞLU UZAYDAKİ ALTINI DÜŞÜNÜYOR'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, güçlü devlet vurgusu yaparak bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracaklarını söyledi. Kılıçdaoğlu, şöyle konuştu:

"Dünyanın hiçbir başbakanı, devlet başkanı 'yol yaptık, çamaşır makinesi yaptık' diye övünmez. Elin oğlu uzaydaki altını kendi ülkeme nasıl getiririm; bunu düşünüyor. Bunları yapmamız lazım. Sosyal devlet bunun için önemli. Dünyaya meydan okumayla ekonomik büyüme olmaz. Birikimle olur. Japonya dünyaya meydan mı okuyo? Teknolojiyle, arabasıyla okuyor. Birikimle, bilgiyle bunları yapıyor. Biz dışarıdan getiriyoruz. Madeni yok, asansör üretiyor bize satıyor, niye biz yapamıyoruz? Hangi gerekçeyle yapamıyoruz? Oturup düşünmemiz lazım. Bu yeter mi? Hayır. Demokrasi tamam, üretim ekonomisi tamam, sosyal devlet tamam. Ama sürdürülebilirliği yapmamız lazım. Bunu yapmadığımız zaman durduğumuz yerde geriye düşeriz. Süratle sürekli eğitim lazım. Şu sorunun cevabını merak ediyorum. 16 yılın sonunda çocuklarımızın yüzde 90'ı niçin niteliksiz okullara gidiyor. İş dünyasının esnafın düşünmesi lazım. Eğitime önem vermeyen ülkenin geleceği yoktur, büyüme şansı yoktur; başkalarının politikalarını uygulayan bir ülke haline süratle dönüşür. Eğitimi sisteminin tepeden tırnağa değiştirmemiz lazım."

 

'TÜRKİYE DOLARA BOĞULACAK'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ortadoğu politikasını da eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Sayın Erdoğan ekonomi konusunda hiç konuşmuyor. '25'inden sonra' diyor. O zaman yapacaklarını anlat; anlatmıyor. Ufku tükenen siyasal anlayış Türkeyi'yi geleceğe taşıyamaz. Sayın Muharrem İnce cumhurbaşkanı olduğu zaman 4 Ortadoğu ülkesinin başkanlarını ziyaret edecek. Neden kan akıyor? Bu Ortadoğu ülkelerinde akrabalarımız var, ortak kültürümüz var. Kız alıp veriyorlar. Neden kavga ediyoruz? Hangi gerekçeyle kavga ediyor? 4 ülke bir araya gelecek. Barış varken neden kavga ediyoruz? En büyük gelişme bizde olacak, burada not alıyorum. Ortadoğu'da barış ve iş birliğini hayata geçirdiğimiz andan sonra Türkiye dolara boğulacak. 'Faizi yükseltin, size dolar vereyim' diye kimse diyemeyecek. Büyüyen Türkiye'ye bakın, bölge liderliğine bakın. 'Egemen güçler buna izin vermez' diyorlar. Dört ülke bir araya geldiği zaman bunu yaparız. Bütün mesele; akılcı ve tutarlı politika üreteceğiz. Egemen güçlerin isteğiyle politika üretirsek batarız ve Türkiye o noktadadır. Bu ülkenin birlikte yaşamaya ihtiyacı var. Huzur içinde bir arada yaşamak istiyoruz" dedi.

 

'O PLAKA SİZİN ANANIZIN AK SÜTÜ KADAR HELLALDİR'

Ticaret ve Sanayi Odası'ndaki konuşmasından hemen sonra Kemal Kılıçdaroğlu, Manisa Sınırlı Sorumlu Kamyoncular Kooperatifi'ni ziyaret etti. Burada kamyonculara seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Plaka sınırlandırılması gelmesi lazım. O plaka sizin ananızın ak sütü kadar hellaldir. Plakanın değeri buradan geliyor. Kamyon eskiyip gidecek ama o plaka güvenceniz olacak. Memurun, işçinin güvencesi var. Sizin neden yok? Beyler saraylarda oturacak, şoför esnafı direksiyon sallayacak, üretim yapacak ama güvencesi olmayacak. Şoförü korumak için plaka sınırlandırılmasının olması lazım. Plaka sınırlandırılmasının özelliği bu. Derdini dile getireceğiz. Kanunu teklifi de verilir. Bizim verdiğimiz kanun teklifinin ötesinde taleplerinizi daha güçlü göstermeniz lazım. Yapılmıyorsa, hesaplaşacaksınız sandıkta. Bunu yaparsanız olur. Her biriniz bir yerde konuşuyor kimse de dinlemiyor. Kimse Kemal Kılıçdaroğlu değil arkadaşlar, sizleri dinlesin. Benim akrabalarım da var, kamyon şoförü, sabah akşam onlardan dert dinliyorum."

 

"DEMİRÖREN DEĞERLİ BİR SANAYİCİYDİ"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demirören Holding'in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören'in vefatıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Ülkenin büyümesine, kalkınmasına katkıda bulunan değerli bir sanayiciydi. Vefatından büyük üzüntü duyuyorum. Allah rahmet eylesin. Ailesine sabırlar diliyorum. Türkiye'nin başı sağ olsun" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, seçim çalışmaları için geldiği Manisa'da, Demirören Holding'in Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören'in vefatına ilişkin açıklama yaptı. Erdoğan Demirören'in vefatından büyük üzüntü duyduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Sayın Demirören, sanayi dünyamızın kıdemli bir üyesiydi. Ülkenin büyümesine, kalkınmasına katkıda bulunan, değerli bir sanayiciydi. Medya dünyamıza da son dönemde atıldı. Burada da başarılı bir çizgi izlediğini görüyoruz. Vefatından büyük bir üzüntü duyuyorum. Allah rahmet eylesin. Ailesine sabırlar diliyorum. Türkiye'nin başı sağ olsun" diye konuştu. 

 

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel ise "Önemli bir iş adamını, önemli bir kanaat önderini ve önemli bir medya patronunu kaybettik. Ailesine başsağlığı diliyoruz. CHP grup başkan vekili olarak tüm grubumuzdaki milletvekilleri adına, Demirören ailesine başsağlığı diliyoruz. Türk basının ve Türk iş dünyasın başı sağ olsun. Büyük bir kayıptır. Yerinin doldurulması zordur. Ailenin acısını paylaşıyoruz" dedi.

MUHARREM İNCE'YE ÖVGÜ

Manisa'da seçim çalışmalarını sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yolda giderken, Saruhanlı ilçesinde durdu. Burada ilçe sakinlerine seslenen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, partisinin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'den övgüyle bahsederek, şunları söyledi:

"Bu seçimler, sıradan bir seçim değil. İki tercih yapacaksınız. Ya demokrasiden yana oy kullanacaksınız ya da dikta rejiminden yana oy kullanacaksınız. Biz demokrasiyi savunuyoruz. Demokrasiden yanayız. Tek adam rejimi istemiyoruz. Bunun için 15 milletvekilimizi göndermemiz, 'millet ittifakı'nı kurmamız, demokrasiyi savunmamızdan kaynaklanıyor. Birlikte güzel ülkemizi cennete dönüştürmek istiyoruz. Bütün kardeşlerime açık ve net çağrı yapıyorum. 24 Haziran'da sandığa gideceğiz. Dürüst, namuslu ahlaklı bir adayımız var. Adı Muharrem İnce. Güçlü bir insan, başarılı bir insan, hayatını bu ülkeye adamış bir insan, eski bir öğretmen. Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğu 'millet ittifakı'nın parlamentoda çoğunluk olduğu ülkede huzur ve barışı vadediyorum. Bu bölgenin tarım yoğunluklu olduğunu biliyorum, çiftçi memur hayatından memnun değil. O zaman kim memnun? Bir tek sınıf var, rantiye sınıfı. Faizle gelir elde edene 'Dur' demenin zamanıdır. Alın teriyle kazanmanın zamanıdır. Önümüzdeki 1 yıl içinde 240 milyar dolar faiz ödeyecekler. Faizlerin bedellerini hep birlikte ödeyeceğiz. Benim size sözüm, Muharrem İnce'nin sözü; mazotu düşüreceğiz. 1500 TL'den aşağı emekli maaşı olmayacak. Taşeron işçileri kadroya alacağız. Bu ülkede para var. Verdiğim sözleri son kuruşuna kadar yaparım."

TAKDİR BELGESİNİ KILIÇDAROĞLU'NA GÖSTERDİ

İlçe sakinleri, konuşmasının ardından CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun omzuna yörük bezi koydu. Bu sırada yanına gelen ortaokul öğrencisi Mehmet Ekinci, "Size söz verdiğim takdir belgemi getirdim" diyerek, belgeyi Kılıçdaroğlu'na gösterdi. Kılıçdaroğlu da Ekinci'yi kutladı. Özlem Akcan isimli öğretmen de CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na küçük kavanoz içinde Saruhanlı bölgesinin özel karpuz tohumlarını hediye etti.

 

'MÜCADELEMİZ, VESAYETİN OLMADIĞI BİR ÜLKE MÜCADELESİDİR'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Manisa'da Akhisar ilçesindeki bir otelde iş insanları, muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve meslek odaları üyelerinin katıldığı toplantıda, demokrasi mücadelesi verdiklerini belirterek, şöyle dedi:

"Hiçbir çiftçinin zarar etmediği bir ülke düşünün. Demokrasinin olduğu bir ülke düşünün. Gelişmiş, katma değeri yüksek ürün üreten, borcu az, sırtı pek bir ülke düşünün. Bunları yapmak mümkün. Bizim çıktığımız yol, halkın çıkarlarının savunulduğu yoldur. Bizim mücadelemiz, millet mücadelesidir. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği dönemdir. Bizim mücadelemiz, esnafın rahat ettiği bir Türkiye'dir. Bir Türkiye mücadelesidir. Bu nedenle bizim mücadelemiz, demokrasi mücadelesidir. Düşmanlıktan yana değil, dostluktan yana Türkiye inşa etmektir. Bizim mücadelemiz, bir demokrasi mücadelesidir. Aynı zamanda kadın erkek eşitliği mücadelesidir. Bu topraklarda terörün olmaması mücadelesidir. Teröre karşı en kararlı tavrı takınma dönemidir. Güçler ayrılığının tam olduğu Türkiye mücadelesidir. Bizim mücadelemiz, bütün ülkeyi tek adama emanete etmek değil, herkesin düşüncelerini özgürce açıkladığı bir mücadeledir. Bizim mücadelemiz, vesayetin olmadığı bir ülke mücadelesidir."

'ÖZGÜVENLE MÜHRÜ MUHARREM İNCE'YE BASIN'

Kılıçdaroğlu, toplantıya  katılanlara "İki eliniz kanda olsa mutlaka sandığa gidin" çağrısında bulunurken, seçmenden birinci mührü Muharrem İnce'ye, ikinci mührü de CHP'ye basmasını istedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çocuklarınız, evlatlarınız, barış için oy kullanın. 'Efendim işim var ziyarete gideceğiz' bunu bir tarafa bırakın. Türkiye'nin geleceğinden, huzurundan daha değerli bir şey yok. İkinci isteğim, demokrasiden özgürlüklerden yana oyunuzu kullanın. Yani cumhurbaşkanlığında bu ülkenin genç, dinamik, enerjik cumhurbaşkanı adayına yani Muharrem İnce'ye, 'Evet' deyin. Çalışan, özverili birisi ve bir öğretmen, yetiştirdiği binlerce öğrencisi var. Hayatını bu ülkenin geleceğine adamış bir insan. Diplomadan çok daha önemli şeyler var. Önce insan olmak gerekli. İnsan olmak farklı bir şeydir, aklı kullanmaktır. Ortak aklı kullanmak kadar güzel bir şey yoktur. Özgüvenle mührü Muharrem İnce'ye basın ve evinize özgüvenle gidin. Milletvekili seçilecek, parlamentoda olacakların vesayet altında olmaması lazım. Güçlü olması lazım. Bunu parlamentoya taşımamız lazım. Her milletvekilinin hak, hukuk ve adaletten yana olması lazım. Birinci mührü Muharrem İnce'ye, ikinci mührü millete, CHP'ye basacağız. Sayın İnce de ben de demokratik bir parlamenter sistemi inşa edeceğimizi, tek adamı rejimini yıkacağımızı dile getirdik."

 

'VALLAHİ DE BİLLAHİ DE ÇİFTÇİYE MAZOTU 3 TL'DEN VERECEĞİZ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçiye mazotu 3 TL'den vereceklerini belirterek, şöyle dedi:

"Çiftçinin kara gün dostu olacağız. Mazotu çiftçiye 3 liradan vereceğiz. 'Nasıl vereceksin' diye kıyameti kopartıyorlar. Sen elin oğluna faiz verirken biz neden vermeyelim. Çatlasınlar, patlasınlar vallahi de billahi de her çiftçiye mazotu 3 TL'den vereceğiz. Konya'dan küçük Hollanda 180 milyar dolar tarımı ürünü ihraç eder, devasa Türkiye 17 milyar dolar ihraç eder. Neyimiz eksik? Eksik olan namuslu, halkı düşünen siyaset. Bunu Türkiye'ye getireceğiz. Dürüst, namuslu siyasetçilerin görev yaptığı Türkiye'yi inşa edeceğiz. Öyle üçkağıtçıların, ihale takip edenlerin Meclis'te işi yok. Siyasi ahlak kanunu çıkartacağız. Türkiye'nin Tarım Bakanı, Fransa tarımına katkısından dolayı Fransa şövalye nişanı aldı. Bunu da getirip utanmadan bakanlığın internet sitesine koydular. Çiftçi burada perişan kendisini yakıyor. Beyefendinin yaptığına bakın." (Taylan YILDIRIM/DHA)