Toplantının açılışında konuşan BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı, genel bir Türkiye manzarası çizdi. 2018 yılında başlayan yeni ekonomik programla yeni bir sürece girdiğimizi söyleyen Kasalı, “Geçtiğimiz yılın Ağustos aylarında başlayan kur oynamaları ve ardından Kasım ayındaki Merkez Bankası’nın içinde bulunduğumuz konjonktürde, küresel eğilimlerin aksine tutum alması ile yeni bir döneme girdik” dedi.

Bu alınan tedbirler sonucunda amacın faizleri düşürmek, fiyatları düşürmek ve istihdamı arttırmak gibi hedefler olduğunu vurgulayan Kasalı, ”Ancak maalesef bütün alanlarda ortaya konan hedeflerin çok uzağına düştük. Bildiğiniz gibi banka faizleri ile Merkez Bankası politika faizi arasında büyük farklar oluştu. Kur inanılmaz bir noktaya gelirken, enflasyon da tetiklendi” dedi.

Gelişen olaylara reaksiyon olarak her gün reaktif kararlar alınmaya başlandığına dikkat çeken Kasalı, “Kur korumalı mevduat, gelir endeksli senetler bir bütünün parçası olmaktan daha ziyade o gün ters giden işleri düzeltmek adına alınan kararlar olarak bir görüntü verdi. En son BDDK ile alınan kararlar da bu reaktif kararlardan biri. Bizim kısa vadeli, etkisi gelip geçici kararlara değil daha yapısal, daha makro kararlara ihtiyacımız var” diye konuştu.

“Türkiye dünyadan ayrıştı”

BASİFED Baş Ekonomisti Prof. Dr. C. Coşkun Küçüközmen, BASİFED üyelerine ve iş dünyasına Yeni Düzenlemeler Işığında Türkiye Ekonomisi: Çözüme mi yoksa çözümsüzlüğe mi gidiyoruz? Başlıklı sunumu gerçekleştirdi. Dünyadaki ekonomik gelişmeleri ve finans piyasalarını geniş pencereden değerlendiren Prof. Küçüközmen, Türkiye’de 2008 krizinden sonra yapısal kırılımın başladığını ve gelişmekte olan ülkeler arasında GSMH anlamında ayrıştığını söyledi. Jeopolitik risklerin Türkiye açısından arttığını ancak büyük fırsatları da beraberinde getirdiğini söyleyen Küçüközmen, “Özellikle Rusya Ukrayna Savaşı birçok anlamda olumsuzluğu beraberinde getirse de özellikle Türkiye açısından doğru politika ile fırsatlar da sunabilir durumda” dedi.

“Her şeye rağmen umudunuzu koruyun”

Küresel anlamda tarihin en hızlı ekonomik ve finansal toparlanmasına şahit olabileceğimizi söyleyen Küçüközmen, “Türkiye’de bunu başarabilir. Ancak şu anki veriler ışığında dış finansmana en çok ihtiyacı olan bir ülke konumundayız” diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin olumlu ve olumsuz yanlarını değerlendiren, fırsatlar ve riskleri ayrıntılı olarak anlatan Küçüközmen, şirketlere de önerilerde bulunarak, “Kriz yönetimi için ‘Kılpayı kurtulduk’ listesi yapın, şirket içinde muhalefet ve eleştirel sesi destekleyin, olağan şüpheci yaklaşama sahip en az bir yöneticiniz olsun, riskin erken saptanması çok önemli, risk yönetimi üzerine toplantılar yapın” dedi.

“Çözüm önerilerinizi dillendirin”

Ekonominin ne ekonomistlere ne de siyaset dünyasına bırakılacak kadar basit bir alan olduğunu söyleyen Küçüközmen, “Bu ülkeyi iş dünyası kurtaracak. Konuşarak, çözüm önerilerini işaret ederek, çalışarak, üreterek, krizleri aşarak ve üretim ekosistemini güçlendirerek sorunlara çözüm bulacak. Ekonomi tamamen siyasete bırakılmayacak kadar önemli bir alan, bunu unutmayın” dedi.

Tüm sorunlara rağmen umutlu olduğunu ve çözüme doğru yürümek gerektiğini hatırlatan Küçüközmen, “Türkiye İktisat Kongresi bu ülkenin iktisadi temellerini attı, seneye 100. yılını kutlayacağız, sanıyorum mesaj net. İktisat kongresinin açılış konuşması bugün bizim elimizde olması gereken krize karşı 1 numaralı reçetedir” diye konuştu.