EGE MECLİSİ - 11. Ege Kadın Buluşması, kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerin kadın sorunları araştırma merkezleri, baroların kadın hakları merkez ve komisyonları ve meslek örgütlerinden katılan 147 temsilci ile 11-12 Kasım tarihinde Kütahya'da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Tavşanlı Şubesi ev sahipliğinde gerçekleşti. Buluşmada, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER), Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Eşitlik izleme Kadın Grubu, Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı'nın katkıları ile 7 ana başlık altında kurulan atölyelerde kadın sorunları değerlendirilerek, çözüme ilişkin talepler belirlendi. Katılımcıların verdiği önergeler üzerine yapılan oylamada, avukat Ezgi Sağcan Mavioğlu 'koordinatör', Nefise Alpertürk 'kolaylaştırıcı' olarak seçildi. 12. Ege Kadın Buluşması’nın ise Afyonkarahisar’da yapılmasına karar verildi.

 

 

ÇÖZÜME YÖNELİK TALEPLER SIRALANDI

Kadın buluşmasının sonuç bildirgesi, Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı. Çok sayıda kadın bileşenlerinin katıldığı toplantıda bildirgeyi okuyan Ege Kadın Buluşması İzmir Sekreteri Şengül Baysak, şunları kaydetti:

"Kadınlar yasal haklar konusunda bilgiye ulaşamamakta, haklarından yeteri kadar faydalanamamaktadır. Cinsellik toplumumuzda halen tabu olarak algılanmaktadır. Hekimlerin toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerini almasını ve kadınların cinselliğini konuşmasına imkân tanımasını, çocukların yetişme döneminde bedenlerini tanıması amacıyla cinsellik eğitiminin anaokulundan itibaren çocuğa verilmesini talep ediyoruz. Toplumsal sorunlara duyarlı ve sağlıklı bireylerin yetiştirilmesi için nüfus politikası değil toplum politikası yürütülmesini, koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelenmesini, kadınların ruhsal ve bedensel sağlığını bozan, riskli gebelikler ile anne-bebek ölümlerine yol açan erken yaşta evliliğin son bulmasını, erken yaşta evliliklerin önüne geçmek için ceza mekanizmaları ve devlet denetiminin işletilmesini talep ediyoruz."

 

'KADIN ADAYLARI DESTEKLİYORUZ'

Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2017 yılında açıklanan raporda Türkiye'nin cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 144 ülke arasında 131'inci sırada yer aldığına dikkat çeken Baysak, şöyle konuştu:

"Geleneksel yapı, erkek egemen sistem ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların karar mekanizmalarında yer almasını zorlaştırmaktadır. Siyasi partilerde kadınları seçimden seçime hatırlayan anlayışı kabul etmiyoruz. Kadınlar sözle değil özde desteklenmelidir. Partilerde eşit temsil eşit katılım için parite sistemi uygulansın. Siyasi partilerde kadın kollarına özel yetkiler verilerek, kadın örgütlenmesine özel bütçe ayrılsın. Yerel yönetimler, kadın-erkek eşitliğini sağlamada en etkin ve en verimli kurumlardır. Buna rağmen yerel yönetimlerde kadınların temsili ve katılımı yok denecek kadar azdır. Yaklaşan yerel seçimlerde muhtarlıklar, meclis üyelikleri, belediye başkanlıkları için kadın adayları destekliyoruz."

 

'6284 VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ UYGULAYIN'

6284 sayılı Kanun kapsamında Türkiye'de 49 ilde kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin (ŞÖNİM) yeterli sayıda ve uzman personelle donatılıp, merkezlere daha çok bütçe ayrılmasını talep eden Baysak, şöyle dedi:

"ŞÖNİM çalışanlarının toplumsal cinsiyet, kadın-erkek eşitliği ve kadına yönelik şiddet konularında donatılmasını talep ediyoruz. Şiddet mağduru kadınların ilk başvuru merci olan kolluk, aile hekimleri, öğretmenler ve muhtarların şiddetle mücadele konusunda eğitilmesini, İstanbul Sözleşmesi'nin zorunlu kıldığı cinsel şiddet kriz merkezlerinin acilen oluşturulmasını, medyada kadın şiddeti konusunda yayın diline dikkat edilerek, kadını ayrıştıran, cinsiyet eşitsizliği içeren yayınlara son verilmesini talep ediyoruz. Adresleri gizli olması gereken kadın sığınakları yıllardır aynı yerde ikamet ettiğinden artık parmakla gösterilmektedirler. Sığınakların yerleri derhal değiştirilmeli, hiçbir suretle adresleri paylaşılmamalıdır. Sığınakların sayısı artırılmalı, sığınaklarda verilen günlük harcırahlar kadınlara ulaştırılmalıdır. Sosyal yardım hattı olan ALO 183 şiddetle mücadeleye hizmet etmemektedir. Yalnızca kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet vakalarıyla ilgilenecek ve 7/24 çalışacak bir acil yardım hattının oluşturulmasını talep ediyoruz. Cinsel suçlar, her türlü şiddet ve cinayete karşı kadınları ve çocukları koruyacak kalkan 6284'tür. 6284'ün içinin boşaltılmasına izin vermeyeceğiz. Hâkimlerimize sesleniyoruz; 6284 ve İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayın, şiddet ve kadın cinayetleri son bulsun."

 

'BU GİRİŞİM KADINA ŞİDDETTİR'

Kadınların çalışma hayatında karşılaştığı sorunlara dikkat çeken Baysak, şunları söyledi:

"İstihdamda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için bakanlıklar bünyesinde kurulması hedeflenen müsteşarlıklar gibi eşitlik birimlerinin kaldırılacağını, bakanlıkların çalışmalarında kadın erkek fırsat eşitliği hedeflerinin terk edileceğini öğrenmiş bulunuyoruz. Gerçekleştirilecek iş projelerinde, kadın sığınaklarında kalan şiddet mağduru kadınlar, tahliyesine bir yıldan az kalan cezaevindeki kadınlar ve kocası ölen veya boşanan kadınlara öncelik tanınmasını düzenleyen eski genelge hükmü de çıkartılmaktadır. Bu girişimin kendisi kadına yönelik şiddettir ve kabul edilemez. Ayrıca kadının istihdama katılmasını sağlayacak en önemli konulardan biri olan kamu ve özel işyerlerinde kreş ve gündüz bakımevi kurulması ve kurulup kurulmadığının denetlenmesi düzenlemesi de istihdam genelgesinden çıkartılmak istenmektedir. Bu, kadını çalışma hayatında engelleme girişimidir. Kadınların çalışma hakkı engellenemez."

 

'TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'

Baysak, kadınları medeni ve yasal haklardan mahrum bırakacağını savunduğu Boşanma Komisyonu Raporu'nun uygulanmaması için var güçleriyle çalışacaklarını dile getirerek, sözlerini şöyle bitirdi:

"Pembe taksi, metro vagonu, trambüs gibi örnekler kadınları toplumsal anlamda tecrit etmeye yönelik uygulamalardır. Bu uygulamalar Anayasa'ya açıkça aykırılık teşkil ettiğinden derhal kaldırılmalıdır. Kadına karşı şiddet hiçbir şekilde gönüllü ya da zorunlu arabuluculuğun ve uzlaştırma faaliyetinin konusu olamaz. Müftü nikâhı düzenlemesi, Anayasa'nın laiklik ve ayrımcılık yasağı ilkelerine açıkça aykırı ve medeni yasa hükümlerine yönelik bir tehdit olduğundan Cumhuriyet Halk Partisi'nin düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürmesini talep ediyoruz. Biz kadınlar olarak bu sürecin de takipçisi olacağız." (Mücahit BEKTAŞ/DHA)