“Geldikleri gibi giderler” sözüyle tarihe geçen öngörü, 6 Ekim 1923’te gerçekleşti. İstanbul’un kurtuluşu, ulusal bağımsızlığın ve millet iradesinin sembolüdür.
6 Ekim 1923, İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun tarihidir. Bu tarih, yalnızca bir kentin özgürlüğüne kavuşmasını değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık iradesinin nihai zaferini simgeler. İstanbul’un kurtuluşu, Milli Mücadele’nin son halkası, Türk ulusunun kendi geleceğini tayin etme kararlılığının en güçlü ifadesidir.
İstanbul, Türk tarihinin ve kültürünün kalbidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun payitahtı olarak yüzyıllar boyunca Doğu ile Batı arasındaki dengeyi kurmuş, medeniyetler arası bir köprü işlevi görmüştür. Bu nedenle 13 Kasım 1918’de işgal kuvvetleri Haydarpaşa önlerine demirlediğinde Mustafa Kemal Paşa’nın söylediği “Geldikleri gibi giderler” sözü, yalnızca bir temenni değil, aynı zamanda büyük bir öngörünün ve kararlılığın ifadesi olmuştur. O söz, ilerleyen yıllarda planlı ve örgütlü bir direnişin işareti olarak tarihe geçmiştir.
16 Mart 1920’de İstanbul fiilen işgal edilmiş, kentin kaderi yabancı askerlerin denetimi altına girmiştir. Yaklaşık beş yıl süren bu dönemde İstanbul halkı ağır sıkıntılar yaşamış, basın sansürlenmiş, özgürlükler kısıtlanmış ve milletin iradesi baskı altına alınmıştır. Bu şartlar altında Anadolu’da başlatılan Milli Mücadele, işgal altındaki İstanbul için bir umut ışığı olmuştur.
Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanması, 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtuluşu ve ardından Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla uluslararası alanda da tescillenmiştir. Lozan’la birlikte Türk milletinin bağımsızlığı tanınmış, bu gelişmelerin doğal sonucu olarak İstanbul’daki işgal kuvvetleri çekilmek zorunda kalmıştır. Nihayet 6 Ekim 1923’te Türk ordusu büyük bir coşkuyla İstanbul’a girmiş ve şehrin özgürlüğü resmen ilan edilmiştir.
6 Ekim’in anlamı, yalnızca bir işgalin sona ermesi değildir. Bu tarih, Türk milletinin ulusal bağımsızlık yolculuğunda “millet iradesi”nin mutlak üstünlüğünü tescilleyen bir dönüm noktasıdır. İşgal kuvvetlerinin çekilmesiyle birlikte İstanbul, yeniden milletin iradesinin temsil edildiği bir merkez haline gelmiş; Cumhuriyet’e giden yolda siyasal ve toplumsal bir eşik aşılmıştır.
Bugün İstanbul’un kurtuluşunu anarken, bu tarihin günümüz için taşıdığı mesaj da açıktır: Ulusal bağımsızlık, yalnızca askeri zaferlerle değil, toplumsal dayanışma, özgürlük iradesi ve demokratik bilinçle korunur. İstanbul’un işgali sırasında yaşananlar, bir milletin kendi iradesi dışında hiçbir otoriteyi kabul etmeyeceğini göstermiştir. Cumhuriyetin değerleri de bu temel üzerine inşa edilmiştir.
Günümüzde İstanbul’un kurtuluşu, sadece geçmişin bir hatırlatması değil; aynı zamanda ulusal birlik, bağımsızlık ve demokratik değerlerin korunması için bir çağrıdır. Küreselleşen dünyada farklı türden tehditler ve meydan okumalar karşısında, 6 Ekim 1923’ün mesajı hâlâ geçerliliğini korumaktadır: Bir milletin en büyük gücü, kendi iradesine sahip çıkmasıdır.
İstanbul’un kurtuluşu, Türk milletinin ulusal onurunu, bağımsızlık kararlılığını ve geleceğe duyduğu güveni simgeler. Bugün, bu büyük günü anarken, geçmişten alınan derslerle geleceğe bakmak, millet iradesine sahip çıkmanın en anlamlı yoludur. Kaynak: İBB Kültür
Kaynak: Hürriyet...