Karaburun'un kıl keçisi yetiştiriciliği ile ünlü 450 yıllık mahallesi Yayla’da, 1955 yılında meydana gelen heyelanın ardından, Mülga Toprak ve İskan Genel Müdürlüğü'nce heyelan durum raporu hazırlandı. Raporda, mahallenin altından geçen derede aşınma olduğu, kayma sahasının geniş olmasından dolayı teknik tedbir ile (istinat duvarı, derenin ıslahı gibi) kaymanın durdurulmasının mümkün olmadığı, evlerin sağlam bir yere taşınması ve mahallenin tamamen kaldırılmasının gerektiği bildirildi. Bunun üzerine Yayla, Bakanlar Kurulu kararı ile 'Afet bölgesi' ilan edildi. Bölgede yaşayanların Maliye Hazinesi mülkü olan Karareis Mahallesi'ne taşınması için 'Yer Seçimi Protokolü' düzenlendi. Ancak o dönem mahallenin taşınması için herhangi bir işlem yapılmadı. 1983'te, Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nce yeni bir inceleme yapıldı. Hazırlanan tarama etüt raporunda, heyelanın aktivitesini kaybettiği, mahallede genel hayatı etkileyecek bir heyelanın meydana gelmeyeceği belirtildi.
36 YIL SONRA FARKLI RAPOR
Kurulan rüzgar enerji santrallerine (RES) karşı verdiği mücadeleyle de dikkat çeken Yayla Mahallesi için 36 yılın ardından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yeniden bir jeolojik etüt raporu hazırlandı. Raporda 'Afete maruz bölge' değerlendirmesi yer alınca, Yayla heyelan riski olduğu gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle geçen 14 Ocak'ta yeniden 'Afet bölgesi' ilan edildi. 450 yıllık geçmişe sahip olan ve şimdi kaldırılması istenen mahallede yaşayanlar ise şaşkın ve endişeli. Muhtarlık binası, cami ve kahvehanenin bulunduğu küçük bir bölge hariç tüm mahallenin 'Afete maruz bölge' olarak görüldüğünü ancak burada çalışma yapan kimseyi görmediklerini söyleyen mahalle sakinleri, olası bir tahliye durumunda ne yapacaklarını bilemediklerini belirterek, yaşadıkları endişeleri aktardı.

‘MAHALLEMİZDEN GİTMEK İSTEMİYORUZ’
Yayla’da doğup büyüyen Meliha Koşar (85), "Burada doğdum, burada yaşadım. Şimdiye kadar böyle söylendiği gibi bir sorunla karşılaşmadım. Buranın taşınma ihtimali var. Mahallemize dokunmasınlar, bizim rahatımız iyi. İnsanlar buradan nereye gitsin? Ev yok, dam yok, gitmek istemiyorum. Mahallemden dışarı çıkamam, çıkmam da. Hayvanlarımız var, az da olsa bize yetiyor. Bahçemiz var, ekip dikiyoruz. Bizi atacaklar dağın tepesine. Ne yiyeceğiz orada? diye konuştu. Mustafa Doymaz (60) isimli mahalle sakini, şunları söyledi:
 
"Bize 'Hadi çıkın derlerse, 'Beni nereye gönderiyorsunuz veya bana ne veriyorsunuz' diye sorarım. Ev mi vereceksiniz, tarla mı vereceksiniz? Burası afet bölgesi olan edilmiş, taşınması gerekiyormuş ama nereye? Kimse bir şey söylemiyor. Kaymakam, belediye başkanı veya vali gelsin, 'Arkadaş siz buradan taşınacaksınız. Şu tepeye gideceksiniz veya mahallenin üstüne taşınacaksınız' desinler. 'Sen taşınacaksın ama ben sana ev vermeyeceğim, tarla vermeyeceğim. Başının çaresine bak' desinler de bilsek. Biz bir şey bilmiyoruz. Orta yere bir laf attılar, öylece bekliyoruz."

‘AFAD’TAN YENİDEN İNCELEME YAPMALARINI İSTEDİK’
Süleyman Çevirgen (77) de, 20 yıldır zeytin yetiştirmek için uğraştığını, tam ağaçlar meyve vermeye başladığında köyden taşınmalarının istendiğini ifade ederek, "Nereye gideceğim ben şimdi? Gittiğim yerde 20 yıl daha yaşayacak mıyım ki yeniden ağaç yetiştireyim. Veya gittiğim yerde benim çoluğum çocuğum ne yiyecek" diye sordu. Yaklaşık 100 kişinin yaşadığı mahallenin Muhtarı İsa Arıcı (60) da, "Şimdi ne olacağını bilemiyoruz. Tebligat gelir de 'Evlerinizi boşaltın' derlerse, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Devlet bize bir şey söylesin. İnsanlar çok tedirgin. 'Nereye gideceğiz, ne yapacağız, bize ne verecekler' diyorlar. AFAD'a başvuruda bulunduk. Gelip burada inceleme yapmalarını istedik" dedi. Hülya Kuş da "Hiç kimse evini terk etmek istemiyor. Köyümüz çok güzel. Biz buradan çıkmak istemiyoruz. Evleri kendi ellerimizle yaptık" derken  Necla Arıcı, "Bizim malımız mülkümüz, arazilerimiz ne olacak? Arazi versinler, evlerimizi de yapsınlar, o zaman tamam. Mahalleyi kaldırsınlar" diye konuştu.

KENT KONSEYİ’NDEN İTİRAZ
Karaburun Kent Konseyi de mahallede jeolojik ve jeofizik açıdan incelenerek etüt raporlarının oluşturulmasını içeren dilekçesini Karaburun Kaymakamlığı’na verdi. Dilekçede, dere yatağından uzak zeminlerin afet kapsamına alındığı ancak derenin alt kotlarındaki çukur yerlerin afet kapsamı dışında bırakıldığı ileri sürülerek, RES projelerinin önünün açılmak istendiği yönünde endişeler de yer aldı. (DHA)