Sağlık personelinin ve hekimlerin çok yönlü sorunlarının gündeme alınıp değerlendirilmesi için meclis toplantısına çağırılan millet vekillerinin bir kısmı çok çalışıp yorgun olduklarından (!) neden bile açıklamadan meclise gelmek zahmetinde bulunmadılar.
Onlara göre ülkede hekimlerin ve sağlık personelinin ne sorunu olabilirdi ki? 
Herkes gibi  çok rahat bir ortamda gül gibi yaşayıp gidiyorlardı...
Tüm mesleklerde birtakım çürüklerin olabileceğini düşünmeden hekimleri eleştirmeye ve daha da ileri giderek tehdit etmeye kalkanlara eğer kavrayabilirlerse bir şeyler hatırlatmak gerekiyor.
Bir ortopedi uzmanı içapçı olarak evinde bulunduğu sırada acilen göreve çağrılıyor. Doktor olan eşi de acil nöbetinde olduğundan evde kendisinin beklediği iki küçük çocuğunu alıp ameliyathaneye koşuyor. 
Ameliyattan çıktığında acildeki bir masa üstüne bıraktığı uyuyan çocuklarının fotoğrafını çekip:
''Hekimlik sanıldığından büyük fedakarlık!.. '' şeklinde yaşadıklarını bir haber yapmış. Bu bilgileri yazıma günlük gazetelerimden birinin değerli yazarından buraya aldım.
Siyasiler işlerine geldiği için ülkemizdeki hekimleri başka toplumlara aitmiş gibi gösterdiler.
Hekimlerin tümünü halktan kopmuş, kendi parasını, rahatının derdine düşmüş kişiler olarak nitelendirdiler.
Heder tahtasına koydular, acımasızca eleştirdiler onları.
Hekimin yaşadıklarını anlamak, çözüm aramak yerine:
''Bakacaksın!..''
''Edeceksin!..''
Şeklinde emirler buyurdular.
Dünyanın hiçbir ülkesinde hekime yıkıcı, karalayıcı eleştiriler, ağır tehditler yapılmaz ve onlara eller diller uzatılamaz.
Yazılarıma birkaç yıl önce Gaziantep Devlet hastanesinde ''Neden dedem ameliyattan sonra öldü?'' diye uzman hekimi odasında öldüren insan olmayan bir yaratık örneğinden söz ederek devam etmek istiyorum.
Bu akıl hastası katil, ameliyat olmasa da klinik tablosu nedeniyle ölecek olan 85 yaşındaki dedesini her türlü riski göze alarak ameliyat eden ekibin içindeki bir hekimin canına kıymıştı.
Utanmadan arlanmadan yaptığı bir savunması vardı katilin:
''Dedesini çok seviyormuş!..''
Katil dedesini değil, onun adına alıp keyfince harcadığı üç aylık maaşını seviyormuş meğerse...
Ve bu beyinsiz yaratık dedesi ölünce bu paradan yoksun kaldığı için görevini yapan hekimi gözünü kırpmadan gidip öldürmüştü.
Katil büyük olasılıkla çok çocuklu, olanakları olmadığından okul yüzü görmemiş, vicdan, insan sevgisi nedir öğrenmediği için bilmeyen bir aileden geliyordu belki de.
Doğuma özendirilen aileleri eğitmeden hala doğum sayısını artırın diyorsanız o zaman;
Buyurun katil kafaların doğumuyla nüfusunuz böyle artsın!
''Hekimlik sanıldığından çok daha büyük bir fedakarlıktır.''