EGE MECLİSİ - Sındır “Bugün de Köy Enstitüleri'nde olduğu gibi üreten, yetki ve sorumluk sahibi bireylerin yetiştiği özgün eğitim kurumlarına ihtiyacımız var. Fakat bugün İktidar için ne eğitim sisteminde ne müfredatta yaşanan sıkıntıların bir önemi var. Milli Eğitimin yerini AKP iktidarı tarafından desteklenen vakıflar, cemaatler almak istiyor” dedi.

 

“ÖZGÜN EĞİTİM KURUMLARI”

Türkiye’nin kendine özgü geliştirdiği eğitim kurumu olan Köy Enstitülerinin varlık ve gelecek kaygısı ile kurulduğunu belirten Sındır, “Köy Enstitüleri; Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim alanındaki devrimlerinin doruk noktasıdır. Köklerinde ve temelinde Cumhuriyet devrimi vardır. Eğitim bir ülkenin, bir toplumun varlığının ve geleceğinin en temel kurumlarından birisidir. Köy Enstitüleri bu gerçeği esas alarak genç Türkiye Cumhuriyeti’nin hür ve bağımsız olarak ilelebet varlığını sürdürebilmesini ilkesinde kurulmuştur. Fakat Köy Enstitülerinin kapatılması bir karşı devrim hareketidir. Bugün de Köy Enstitüleri'nde olduğu gibi üreten, yetki ve sorumluk sahibi bireylerin yetiştiği özgün eğitim kurumlarına ihtiyacımız var” dedi.

 

“BİLİMİ DE EĞİTİMİ DE CEMAATLERE TESLİM EDEN BİR İKTİDAR”

Türkiye’nin her geçen gün laik, bilimsel ve çağdaş eğitim sisteminden uzaklaştığını ifade eden Sındır, “geçmişinden ders almayan siyasal bir iktidarla karşı karşıyayız. Eğitimde aklın ve bilimin esas alınması gerektiğini unutan, bilimi de eğitimi de cemaatlere teslim eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Bugün çocuklarımıza ezberci eğitim dayatılmakta. Bulan, icat eden, üreten bir anlayışta değiliz. Ezberleyen, tekrarlayan bir anlayışla hiçbir ilerleme ve gelişme kaydetmemekle birlikte her gecen gün adım adım geriye gidiyoruz. Bugün Milli Eğitimin yerini AKP iktidarı tarafından desteklenen vakıflar, cemaatler almak istiyor” dedi.

 

“BİR BİLİNMEZE SÜRÜKLENİYORUZ”

Türkiye’nin eğitim alanında bir bilinmeze doğru sürüklendiğini ifade eden CHP’li Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı, “İstikrarı eğitim ve sınav sistemini değiştirmekte yakalamış bir iktidara sahibiz. 450 bin atama bekleyen öğretmenimiz var. İstediği okula gidemeyen mağdur öğrencilerimiz var. Fiziki koşulları yetersiz, 21.yüzyılda hala birleştirilmiş sınıflarda eğitim yapılması iktidarın bir ayıbıdır. Üniversite sınavlarında on binlerce adayın çektiği sıfırlara, eğitimde her geçen gün hızla düşen başarı ortalamalarına bakıp Türkiye’nin eğitim özetini görebilirsiniz. Bugün öğretmenlerimizin yüzde 74.6’sı ‘Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere değer vermediğini ve eğitim sisteminin istikrarsız olduğunu söylüyor. Yapılan araştırmalarda her 10 öğretmenden 8’inin psikolojik sorun yaşadığı ifade ediliyor. Bugün iktidar için ne eğitim sisteminde ne müfredatta yaşanan sıkıntıların bir önemi var; ne de öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin taleplerinin değeri var.”