Bu yaz, orman yangınları açısından İzmir oldukça zor günler geçirdi. Görünen o ki, bu sıkıntı Eylül sonuna kadar devam edecek gibi. Temennimiz; tek bir ağacımızı bile kaybetmeden, yangınsız ve talansız bir şekilde bu sezonu kapatmak.

Özellikle Çeşme, Seferihisar, Menderes ve Ödemiş’te yaşanan son orman yangınları ne yazık ki can kayıplarına da yol açtı. Günlerce süren yangınlar, İzmir’in belleğinde kara bir iz bıraktı. Medyada paylaşılan "öncesi ve sonrası" fotoğrafları ise adeta yürek dağladı.

Her felaketin ardından ortaya atılan beylik laflar, artık hiçbir işe yaramıyor. Her yıl aynı filmi tekrar tekrar yaşıyoruz. Beni asıl üzen şey, yıllar içinde orman yangınlarının neredeyse sıradan bir olay gibi görülmeye başlanması. Eminim ki toplumda bu durumdan etkilenmeyen kimse yoktur. Ancak üzülerek görüyorum ki, genel duyarlılık her yıl biraz daha azalıyor.

Yangın söndürme uçaklarının varlığı ya da yokluğu konusuna artık hiç girmiyorum. Ne yazılırsa yazılsın, bu alanda gerekli adımlar atılmıyor. Yaşanan olayları sürekli siyasi kamplaşmalar üzerinden değerlendirirsek, bu felaketleri daha da sık yaşamamız kaçınılmaz olur.

İşin özeti şu: Evet, bu yangınlar bazı sebeplerden dolayı çıkmaya devam edecek. Ancak önemli olan, gerekli ekipman ve insan kaynağını her zaman hazır tutmaktır. Yangınların denize ulaşmadan söndürülmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir.

YANGINLARIN YÜZDE 98’İ İNSAN KAYNAKLI!

Her yaz neden bu kadar çok orman yangını yaşıyoruz? Bu durumu yalnızca "iklim krizi", "hava çok sıcak", "dünyanın dengesi bozuldu" gibi açıklamalarla geçiştirmek yetersiz kalıyor.

Kasıtla çıkarılan yangınlar konusunda çok daha hassas olunmalı. Tarım alanı açmak için yakılan ormanlar, en yaygın örneklerden biri. Ormana yakın alanlarda kontrolsüz şekilde yakılan otlar ve anızlar büyük yangınlara yol açabiliyor. Yol kenarına atılan izmaritler, cam kırıkları ve kibritler de güneş ışınlarıyla yangın çıkarabiliyor.

Ormanlık alanlarda piknik amaçlı ateş yakmak bir başka riskli davranış. En tehlikelisi ise bilinçli olarak yapılan kundaklamalar.

Yani yangınların neredeyse tamamı insan kaynaklı. Özellikle denize kıyısı olan bölgelerde turizm amaçlı yapılaşma ve maden sahaları açma çabası, yıllardır süregelen tartışma konuları arasında. Asıl önemli olan konu şu: Ormanlarımızı yaktırmayalım, yakmayalım.

Güzel Günler Uzak mı?
Güzel Günler Uzak mı?
İçeriği Görüntüle

Son cümle:

Hava ve su kadar, ormanlarımız da yaşam için vazgeçilmez bir kaynaktır. Yıllar içinde yetişen ağaçlar, birkaç saat içinde küle dönüşüyor. Bu yüzden herkes üzerine düşeni yapmalı. Ağaçlar gelecektir, geleceği birlikte koruyalım.