Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu’na (BASİFED) konuk olan Prof. Küçüközmen: “Türkiye’nin büyüme performansı olması gerekenden düşük”  dedi. 

BASİFED’in düzenlediği çevrimiçi toplantıda konuşan İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. C. Coşkun Küçüközmen, “Türkiye’nin 1950 yıllarından bu yana uluslararası gelişmeleri izlediğini ve gereken atılımı henüz yapamadığını vurguladı. Tekstil hala ihracatın lokomotifi, yapısal dönüşüm yavaş, uluslararası işbölümünde konumumuz aynı. Tüm bunlar Türkiye’nin büyüme performansını yukarı çekemiyor” dedi.

Temel sorunlar çözülmeli

Toplantının açılışında konuşan BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı, 2021 yılını geride bıraktıklarını ve bu süreçte ekonominin her alanını defalarca konuştuklarını ve tartıştıklarını söyledi. Son 1 ayda başka ülkelerin belki de 10 yılda yaşadığı problemleri yaşadıklarını ifade eden BASİFED Başkanı Kasalı, “Bunları eşelediğimiz zaman altından temel sorunlar çıkıyor. Yatırımı konuşurken altından hukuk, ekonomi konuşmaya çalışırken altından demokrasi sorunlarımız çıkıyor. 2022’yi ve 2022 ekonomisini konuşurken de bunları yaşamaya devam edeceğiz” dedi. 
Birçok ülke ekonomisinin deneyimlediği yöntemler dışında Türkiye’nin farklı tutumlar takındığını anlatan Kasalı, “Bu tutumlarda da ısrar ediliyor. Bunda ısrar edilirse 2022 yılının da 2021’e benzer geçeceğini düşünüyorum” diye konuştu. 

Sunumunda ODTÜ’lü öğretim üyeleri Ebru Voyvoda ve Erol Taymaz’ın çalışmalarına atıfta bulunan Küçüközmen dönemin bürokratları ile yaptığı sohbetlere de yer verdi. Bürokrasi kökenli bir akademisyen olan Küçüközmen 1980 döneminde üniversite öğrencisi, 1994 krizinde TC Merkez Bankası ve 2000 krizinde ise BDDK’da görev yaptığını ifade etti.    

“Krizlerin etkisi uzun yıllar sürüyor” 

İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. C. Coşkun Küçüközmen sunumuna Uğur Mumcu’yu anarak başladı. 24 Ocak Kararları’nın da 43’üncü yılına girdiğini söyleyen Küçüközmen, o tarihten bugüne Türkiye ekonomisinin seyrini, önemli krizleri ve alınan önlemleri ve kararları anlattı. Krizleri tetikleyen unsurların arasında idrak yetersizliği, işin profesyoneli olamamak, elimizde olmayan dışsal gelişmeler, öngörü eksikliği, birlikte çalışma kültürü eksikliği olduğunu söyleyen Prof. Küçüközmen, “yaşanan krizlerin etkisinin sonraki dönemlerde de hız kesmeden sürdüğünü görüyoruz” dedi. Türkiye’nin son 60 yıl içinde yüzde 4.5 oranında büyümeye performansı gösterdiğini ifade eden Küçüközmen, “Net ihracatta tekstil ihracatı hâlâ ihracatı domine ediyor, tarım ve gıda sınırlarda gezerken makine ve kimya çok iyi değil. Otomobil üretimi son yıllarda artarken elektrik ve elektronik sektörler aşağılarda” dedi.

“Çözümleri dillendirmek şart” 

Türkiye’nin 1950’lerden itibaren oyunda olan ama her nedense izleyici olma konumunu tercih ettiğini söyleyen Küçüközmen, “Büyüme performansını değerlendirirken yapısal dönüşümümüzün yavaş olduğunu da söylemek gerekir. Uluslararası iş bölümündeki konumumuz değişmiyor. Tekstil hala en net ihracatçı sektör. Büyüme hızımız da yeteri kadar yüksek değil. Teknolojik yenilikler de öyle. Nitelikli işgücü sorunu da sürüyor. Tüm bunlar Türkiye’nin büyüme performansını olumsuz etkileyen faktörler” diye konuştu. Çözüm önerilerinin dillendirilmesi gerektiğini, ekonomi yönetimine hata yaptığında bu hataların zaman geçirmeden ekonomik temelleri ile birlikte söylenmesinin kaçınılmaz olduğu bir dönem içinde olduğumuzu vurgulayan Küçüközmen, “Doğruların söylendiği gibi ekonomi yönetimine hataları da söylenebilmeli. Değişim ve dönüşüm buradan başlar” dedi.