Türk Sineması, 4 yapraklı yoncasından ilk yıldızını kaybetti. (4 yapraklı yonca: “Fatma Girik, Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit”) Sinemada, siyasette, toplumsal yaşam ve yayıncılıkla hak aramada bir döneme damga vuran Fatma Girik’i kaybettik. Kader o, öyle bir tarih yazdı ki, beraber meydanlarda hak aradığı Uğur Mumcu ile farklı yılların aynı tarihinde 24 Ocak’ta aramızdan aldı Fatma Girik’i. O’nu sadece menekşe gözlü sinema yıldızı olarak anmak büyük haksızlık olur. Fatma Girik, yaptığı her işte sisteme ve düzene karşı kafa tuttu. Sinemada oynadığı roller hayatın ta kendisiydi. Hayatının her alanında halk ve onların hakları vardı. Şişli’de belediye başkanlığı yaptığı yıllarda sosyal belediyeciliğin ilk örneklerini verdi. Makamda değil, sokakta olan bir belediye başkanıydı. Yıllarca televizyonlarda yaptığı Söz Fato’da isimli programla bir çok derde deva oldu. Çaresizlerin sesi, ezilenlerin savunucusu oldu. Laik Atatürk Cumhuriyeti’nin çağdaş Türk kadını oldu ve bundan dolayı hep övündü. Atatürk sevgisini hep ön planda tuttu.  Son nefesine kadar bunu yüksek sesle dile getirdi. 

SANATÇININ HALK SORUMLULUĞU
Fatma Girik, yaptığı tüm işlerde kendini halka karşı hep sorumlu tuttu. Çaresizlerin imdadına yetişti. Zonguldak’ta maden işçileriyle birlikte Ankara’ya yürüdü. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda Mehmetçiğe moral için Lefkoşa’ya gitti. Sanatçı dostlarıyla sürekli Anıtkabir ziyaretleri yaptı. Fatma Girik, Tarık Akan, Fikret Hakan gibi idol isimler toplumsal yaşamda rehber oldu. Saçtıkları ışıkla etraflarını aydınlattılar. Kendilerini topluma karşı sorumlu hissettiler. Sorguladılar, eleştirdiler, sessiz çoğunluğun sesi oldular. Kritik dönemlerde sessiz kalınmayacağının örneklerini sundular. Halktan aldıkları sevgi ve şöhreti bu ülkenin insanları için kullandılar. Bu anlamda sanatçılar konuşmak zorundadır. Sanatçılar susarsa özgürlük havası bozulur. Demokrasi yara alır. Zorlu dönemlerde en çok onlar ses vermek zorundadır. Fatma Girik de işte böyle bir Türk aydınıydı. 

Son cümle: “Sanatçılar topluma, toplum da sanatçılarına sahip çıkmak durumundadır. Sanatçıların ışığı karanlık yolları aydınlık hale getirecektir. Umut her zaman vardır…”