Başı ağrıyan, aç ve açıkta kalan kısacası ihtiyacı olan herkesin ilk koşacağı yerdir mahalle muhtarları. Yıllardır gerçek değeri verilmese de onlar toplumun sosyolojik anlamda görünen liderleridir. Dert anlatmak için her zaman bir muhtar bulmanız mümkündür. Devlet ile halk arasında yıllardır köprü olmuştur. Açıkçası, bir denge unsurudur muhtarlar. Tek taraflı değildir. Hem devleti hem de vatandaşı aynı anda korumaya alır. Kolay iş değildir muhtarlık. Bir de Anadolu’nun uzak köylerinde yapıyorsa bu zor mesleği... Muhtarlar, demokrasinin uç beyleridir. Neden mi? Bu topraklarda ilk seçim, bir muhtarlık seçimidir. Türk Halkı’nın önüne konulan ilk seçim sandığı muhtarlık içindir. Muhtarlık bu anlamda demokrasinin ilk basamağıdır. 1833 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde halk kendini yönetecek ilk muhtarı seçmiştir. Bu olay Türk Demokrasi Tarihi’nin mihenk taşıdır. Muhtarın kelime anlamı da “seçilmiş kişi” olarak sözlükte yer alır. Büyükşehir Yasası ile muhtarlar güç kaybetti. Özellikle köylerin mahalle statüsü alması köy muhtarlığına ait taşınır-taşınmaz tüm malların kaybedilmesine neden oldu. Köylerin ortak kullanım alanları hazine ve belediyelere geçti. Meralar konusunda büyük sıkıntılar yaşandı. Muhtarlık gelirleri ortadan kalktı.  2015 yılında çıkarılan bir yasa ile 19 Ekim Muhtarlar Günü olarak ilan edildi. Muhtarlarımızın günü kutlu olsun.
 
MUHTARLARIN OY HAKKI OLMALI!
Muhtarlar, hane hane mahallede her eve hakimdir. Yoksulu, ihtiyaç sahibini, hastayı, yaşlıyı isim isim onlar bilir. Her muhtar, kendi mahallesinin hafızasıdır. Yerel yönetimlerin en büyük yardımcısı konumundadır. Mahallenin yerel hizmet ihtiyaçlarını en iyi muhtarlar bilir. Yerel yönetimler yasasında yapılacak bir değişiklikle muhtarlar, belediye meclislerinde aktif rol almalıdır. En azından her muhtarın kendi mahallesi ile ilgili kararlarda oy hakkı olmalıdır. Çünkü, olaya başkan dahil tüm meclis üyelerinden daha çok hakimdir. Belediyelerde kurulan Muhtarlar Masası, masa olmaktan çıkmalı demokrasinin gereği olarak oy hakkına dönüşmelidir. Muhtarlar için en büyük sorun özlük hakları. Yargılanırken devlet memuru olarak yargılanıyor ama devlet memuru haklarından yararlanamıyor. Tüm muhtarlara verilen maaşın aynı olması ayrı bir sorun. Belediye başkanlarındaki gibi maaş sisteminin mahalle nüfusuna göre düzenlenmesi daha adil olacaktır. Nüfusu daha çok olan mahallenin muhtarının daha fazla maaş alması gerekir. En büyük sorunlardan biri de muhtarlık hizmet giderlerini ceplerinden karşılamaları. Bazı belediyeler bu konuda yardımcı oluyor ama bunu yasal zemine oturtmak gerekiyor. 
 
Son cümle: “Bizler mahallenin sakiniyken, muhtarlar mahallenin sahibidir. Sahiplere hak ettiklerini teslim etmek herkesin vicdanı görevidir…”