İki binli yılların başından başlayarak bugüne uzanan uzun bir süreç içinde televizyonlarda seyredilecek, dinlenebilecek, insanları eğitebilecek bir program bırakmadılar.

Birkaç düzgün haber programı sunan özel TV kanalları dışında TRT kanalları ise en az izlenen durumda olmalı.

Yoz kadın programları, sekiz dokuz çocuk doğur ve onları bir anda bırak ya da kurumlara terk et, kaç-göç programları ise ( düzeyli olan biri dışında) tam bir felaket!

Gündüz içindeki iki yemek programına gelince her ikisi de seyrine ancak birkaç dakika dayanılabilen türde programlar.

Para babası birinin kanalındaki yemek yarışma programına katılanlar ya özellikle seçiliyor ya da öyle davranmaları isteniyor.

Yemek tadını algılamak ya da öğrenmek değil ruh yapısı iyi olmayan insanların adeta şovu durumuna getirilmiş.

Nedendir bilinmez? Seyirciye büyük saygısızlık yapılarak program sürekli gündemde tutuluyor.

Aynı TV kanalının gece üç şefin birlikteliğinde sunulan programda ise daha önceki yıllardaki ile kıyaslandığında yarışmaya katılanların bazılarında önemli bir davranış bozukluğu söz konusu.

Aile, okul ve toplumsal eğitimleri problemli bazı yarışmacıların rahatsız eden davranışlarını izlerken seyirci olarak durumu sorgulamak zorunda kalıyorsunuz.

Önceleri düzeyli ve olabilen bir disiplin içinde sürdürülen program, bu yıl ülkede her şeyin bozulduğunun bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Nedendir bilinmez. Yarışmacılara şefler tarafından yapılması gereken uyarılar yapılmıyor ve disiplin sağlanamıyor bu yıl.

Ülkenin toplumsal yapısındaki doğru olmayan değişiminin ve çözülmesinin bu da bir göstergesi olmalı.

Radyo Televizyon Üst Kurulunun görevi halkın öğrenmek istediği konuları haber yapan kanalları sürekli kapatmak ya da cezalandırmak mı olmalı?