Kiraz mevsimi, aşk mevsimidir.  Kiraz zamanı umudun, sevginin ve bir beden tek yürek olmanın zamanıdır. Temmuz sıcağında hayallerin gerçeğe dönüştüğü yerdir kiraz bahçeleri. Küçük çocuğa, genç delikanlıya, yaş almış yetişkinlere sevgi şemsiyesini açar kiraz ağaçları. Sözler verilir, sözler alınır kiraz ağaçları altında. Hayata ve zamana yenik düşmeyen düşlere, noter onayı gerektirmeyen hayatlar sunar. İlk yüzükler belki burada takılmaz ama sevgiliye ilk kirazdan küpeler bu ağaçlar altında takılır. Kiraz, aşkın ve umudun meyvesidir. Ağacı ise kutsanacak kadar  değerli. Japonlar, eğitim yılını kiraz çiçeklerinin açmasıyla başlatırmış. Kiraz çiçekleri Japonlarda, hayatın kırılganlığını ve güzelliğini temsil edermiş. Muhakkak her toplum için her ağacın farklı duygusu ve anlamı vardır. Hatta bireylerde yaşanmış anılar izler bırakır. Genç bir delikanlıyken kiraz ağacı altında o yılların gözde aracı wolkmanla dinlenen bir Ahmet Kaya şarkısı vardır. Sözleri Yusuf Hayaloğlu'na ait bir şarkı. Melodisi ve anısı hala kulaklarımda...
Hani benim sevincim nerede?
Bilyelerim topacım
Kiraz ağacında yırtılan gömleğim
Çaldılar, çocukluğumu habersiz...

TEMMUZ HASAT AYIDIR!
Temmuz, orak ayı olarak bilinir. Anadolu'da buğdaylar bu ayda hasat edilmeye başlanır. Hasat ve harmandan sonra gönüller birleşir, kalpler birleşir. Düğünler hep hasat sonrası yapılır. Temmuz ve sonrasına bu anlamda sevgi hasadı zamanı dersek yanlış olmaz. Yeni başlangıçlar Anadolu'da emek ve bereket üzerine kurulmuş. Şehir hayatı bize bazı değerlerimizi unuttursa da kiraz ağaçları ve o ağaçların aşıkları vardı, hep olacak. Verilen sözler sekteye uğrasa da kader farklı yollar çizse de kiraz ağaçları aşklara hep şahitlik yapacak.

Son cümle: "Kiraz mevsimi aşk mevsimidir. Güzel yüreklerin birleşme vaktidir. Yola çıkıp hayatı birlikte yürüme zamanıdır. El ele, kalan ömrü paylaşarak..."