Kadınların bir araya gelerek çıkardığı “Umudun Kadınları” dergisinin ilk sayısı yayımlandı. Braille alfabesi ile yayımlanan dergi aynı zamanda internet mecraları üzerinden de sesli olarak dinlenebiliyor. Dergi için çalışmalarına tam gaz devam eden ekip, “Umudun Kadınları” dergisi ile hem engellilerin hem de kadınların sorunlarına çözüm aramayı amaçlıyor. Ege Meclisi Gazetesi olarak ekibin yayın kurulunda yer alan İzmir temsilcileri ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 

Derginin kurucularından görme engelli emekli öğretmen ve yazar Emine Ortakaya: 
İlk sayımız Şubat ayında Avrupa Birliği desteğiyle hem yazılı hem de sesli olarak çıktı. Yazılı olarak Braille alfabesiyle de çıkan ilk sayımız, internet üzerinden ise sesli olarak; YouTube, podcast ve internet adresimiz umudunkadinlari.com kanalımızda yayımlandı. Dergimiz bir süre baskısı olmadan internet üzerinden yayın hayatına devam edecek çünkü dergiyi çıkaran tüm ekip kurumlardan bağımsız ve gönüllü çalışanlardan oluşuyor. Dergimizin tüm kadrosu gönüllü çalışıyor. Kimsenin para kazanmak gibi bir kaygısı ve amacı yok.  

Derginin yazarlarından görme engelli emekli memur ve yazar Emine Kamçı:
Öykü yazmayı çok severim. Çeşitli gazetelerde yayımlanan öykülerim ve “Anılara Tutunmak” adlı bir de öykü kitabım var. Uzun yıllardır dostum olan Emine Ortakaya bana dergi çıkarmayla ilgili projeden söz etti. Baştan ‘olur mu, olmaz mı’ diye çok düşündük, konuştuk, tartıştık ve sonunda yaptık. Hepimiz çevremizde yazma yeteneği olan tanıdığımız engelli dostlarımıza haber verdik ve güzel bir ekip oluşturduk. Umudun kadınları, engelli bireyler tarafından hayata geçirilmiş bir proje ancak ‘engelsiz bireyler yazamaz’ gibi bir kuralımız yok. ‘Sadece kadınlar yazabilir’ diye bir kuralımız da yok. Dergimiz, adından da anlaşılacağı gibi kadın temalı, kadınların hayata katılmasını teşvik etme, onları bir araya getirme ve sorunlarını çözme odaklı. Kadınlarımız için, kadınlarımıza umut olmak için bize katılmak isteyen herkese kapımız açık. 

Seslendirme ve yazar ekibinden ortopedik engelli yazar Aynur Yurtseven:
Kendimi bildim bileli hikayeler yazarım. Bu hikayeler genellikle engelli bireylerin gerçek hayatta yaşadığı sorun ve sıkıntılar ile ilgili olur. Arkadaşım Emine Kamçı da yazdığımı bildiği için beni de dergi yayın kuruluna davet etti. Ben dergide hem yazıyor hem de internet yayını için seslendirmeler yapıyorum. Dergimizde öykü köşemiz, edebiyat köşemiz, politika köşemiz, rol modellerimiz köşemiz var. Bu dergiye başlarken bu kadar şey yapabileceğimizi düşünmüyorduk aslında. Sonra işin içine girince ses getirecek bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Dergimizde yer alan köşelerimizin adları şöyle: “Selvi Boylum Al Yazmalım,  Deneyimlediklerim, Arı Kovan, Rol Modellerimiz, Kurtlar Sofrası, Tarihin Kadın Yüzleri, Sanatın Kadın Sesleri, Kadın Güncesi, Hak mı, Hukuk mu, Lütuf mu?”

Seslendirme ekibinden Zeynep Kılıç:
Gönüllü olarak başladığım bu yolculukta ben de bu ekibin bir parçası olarak dergide yer almaktan çok mutluyum. 10 yıldır gönüllü olarak görme engelliler için kitap seslendirmesi yapıyor ve onlara ders çalışmalarında yardımcı oluyorum, sosyal hayatta refakate ihtiyaçları olduğunda refakatçileri oluyorum. Yanı sıra kısa bir süre once TÜRGÖK’te Braille editorü olarak çalışmaya başladım. Dergide yazar kadromuz çok sağlam, yayın kurulu çok sağlam. Engelli kadınların yaşadıkları sorunları engellilerin ağzından öyküleşmiş, hikayeleşmiş olarak aktardığı bir mecra. Ben de bu mecrada seslendirmeleri yapıyorum. İçerik çok güzel, çok zengin, her konuda yazıyorlar. Sadece engelli kadınların değil, kadınların tüm sorunlarına değiniyolar. Köyde töre yüzünden hayatı silinmiş kadınların, çocuk gelin olmuş kadınların, baskı gören kadınların… Kadınların her türlü sorununa değiniliyor dergimizde. Seslendirmeleri evimde yapıyorum, montajını da yine gönüllü olan ekibimizdeki teknik arkadaşlarımız yapıyor. Açıkçası biz, bütün kadınlar biraraya geldik, herkes yetkinliğini ortaya koydu ve bu dergiyi ortaya çıkardık. Kimsenin bundan bir ticari kaygısı yok, olmayacak da. 

ÖNYARGILARI KIRMAK İSTİYORUZ
Derginin amaçları ve hedefleri ile ilgili konuştuğumuz ekibe aynı zamanda engelli bireyler olarak sosyal hayatta ne gibi sıkıntılar yaşadıklarını ve yöneticilerden ne gibi beklentileri olduğunu da sorduk. Engellilik alanında zihniyetin hiç değişmediğine de değinen Umudun Kadınları ekibi, engellilerin yaşadığı sıkıntılarla ilgili de şunları söyledi:

“Bu dergi ile ön yargıları yıkmak istiyoruz. “Sen körsün evlenemezsin, senin kolun yok kitap yazamazsın, senin bacağın yok çocuk doğuramazsın. Bu önyargıların hepsini yıkmak istiyoruz. Bu önyargı, daha ailede başlayıp, tüm toplumu saran bir hastalık. Benim kolum yoksa, gözüm görmüyorsa ne biliyorsunuz neler yapacağımı? Biz varız. Ruhumuz var, düşüncemiz var, siyasi düşüncemiz var. Bir dünya görüşümüz var. Bir de insan haklarını kadın hakları, engelli hakları diye gruplara ayırmak çok yanlış. Aslında bu şekilde tanımları ayırarak da bir ayırımcılık yapılıyor. “

SADECE KAVRAMLAR DEĞİŞİYOR
 “Hiçbir şey değişmiyor, sadece kavramlar değişiyor. Önceden sakat deniyordu, özürlü deniyordu, sonra ‘engelli denilsin’ dendi. Yani değişen tek şey, bize verilen ad. Biz evimizin eşiğinden dışarıya çıktığımız anda engelli olduğumuz bize hissettiriliyor. Hayatın her alanında ayrımcılık yapılıyor ve çeşitli zorluklar yaşıyoruz. Bazı insanlar da bizden özür diliyor. Ama biz bir özür beklemiyoruz. Kimisi başının üstüne kadar çıkarıyor, kimisi ayaklarının altına alıyor.”

MÜCADELE EDECEĞİZ
“Mesela tekerlekli sandalyedeki arkadaşlarımızı düşünelim. Öyle kaldırımlar var ki, nereden gitsin bu insanlar? Sadece engelli de değil, bebek arabalılar ne yapacak? Onlar da mı engelli? Hayır. Bir sarı çizgi yapıyorlar, yapmasalar daha iyi. Çünkü doğru yapmıyorlar. Yapsalar da toplumumuz bilinçsiz. Üzerine araba park eden mi ararsın, masa koyan mı… Her şeyden öncelikle toplumun bütününün düşünülmesi lazım. Ama hep dediğmiz gibi; mücadele edeceğiz. Tek başına kurtuluş yok, ya hep beraber, ya hiç birimiz. Bazı engelli arkadaşlarımız evde dört duvarın arasında yaşıyorlar. Başta ailede başlıyor. Aileler ötekileştiriyor, eve kapatıyor, seni kimseye göstermiyor. Engelli bireylerin ailelerini de bilinçlendirmek gerekir.”