Isparta doğumlu eğitimci yazar A. Aysel Solmaz Güntürkün, yıllar boyunca Yunus Emre ve hayatı hakkında yaptığı araştırmaları kitaplaştırdı. Araştırmalarını Yunus Emre ve Uluborlu adlı kitabıyla okuyucuya sunan Güntürkün ile Yunus Emre'yi ve kitabını konuştuk.
1-Öncelikle sizi tanıyalım...
Ben, A. Aysel Solmaz Güntürkün. Emekli öğretmen, eğitimci yazar, şair ve ressamım. Sanatla ilgili dallarımın çokluğunu burada saymayacağım. Yunus'u araştırırken dip dedemin sarayda on yedi yıl kasidecilik yaptığını, kazasker payesi olduğunu ve yüz kadar eserini Süleymaniye Kütüphanesi'ne verdiğini öğrendim. Yeteneğimin genlerle geldiğini biliyorum.
2-Eserinizi sizden dinleyelim...
YUNUS EMRE ve ULUBORLU Araştırma ve KEŞİF, kitabım her yeni buluş, yeni keşif gibi bir başka konu, bir başka proje ile karşılaşılan yeni bir bulgudur. YAZARIN YAŞAMI ve YAŞADIĞI ŞEHİR, idi projemiz. İzmir, Karaburun ve beni yazacakken, annemin kanser hastalığına yakalanışı ile doğduğum şehre gittim. Projeyi, şimdi Isparta'ya bağlı Uluborlu'da uyguladım. Yerel kitaplardan Yunus Emre ile ilgili bir çok kanıtlı bilgiye ulaştım. Yunus, Selçuklu ve en çok Hamidoğulları Beyliği zamanında yaşamış. Ahilerle İlim Merkezi Uluborlu'ya gelmiştir. YUNUS ile ilgili kitapları da derledim. Dizeleri ile mekan bilgileri örtüşüyordu. Yunus ve Uluborlu'yu , Hamideli'yi harmanlayarak 700 yıldır bilinmeyenler ile beril bilgilerle bu kitabı 12 yılda oluşturdum.
3-Yunus Emre sizce dünyada yeteri kadar tanınıyor mu?
YUNUS EMRE, sanata ve insana daha çok değer veren ülkeler tarafından sevgi oranınca değer veriliyor. Çoğu batıda olmak üzere 45 ülkede Yunus Emre Enstitüsü var. Bu ülkelere ulaşmanın yolu Türkiye'deki Yunus Emre Enstitüsü Vakfı'ndan geçiyor. Başvurdum ama gerekli yanıtı alamadım. Bu arada İngilizce'ye çevriliyor kitabım. İleride umarım dış ülkelerdeki Yunus ile ilgili birimlere ulaşabiliriz. Tiyatrosu yazılıyor kendi dilimizde. Her şey çok güzel olacak.
4-Yunus Emre’nin yaptıklarını, yapıtlarını düşündüğümüzde Bugüne nasıl yorumlarsınız?
Yunus, Uluborlu'daki ilim, ticaret, sanayi, güvenlik, ulaşım ve ahilik merkezlerinin en verimli işlediği dönemde yaşıyor. Ahilerle geldiği gibi ticarette de söz sahibiler. Kereste ve bezirganlık yani dokuma ticareti yapıyor. Uzak illere kervanlarla gidip geliyor. 1948'e kadar damı tutulan evi üç katlı ahşap ve vakıf evi. Uluborlu kitaplarında kayıtları mevcuttur. Evi, halkın evleriyle kaynaşıktır. Türbesi ilim edindiği taş medreseye bitişiktir. Başşehir özelliği olduğu için padişah, sultan, han, melik ,şah gibi ünvanları dizmiştir. Şimdiye dek bu sözlerin tümü tanriya yorulmuştur.
YUNUS'un bir başşehirde yaşadığı bilinmediği için. Pusu Savaşını yaşamış, Kanlık Yokuşu ve anısındaki Kanlı Ýurt savaşlarını dizmiştir. Askeri Savaş düzeni şiiri uzundur. Halkla kaynaşmış, medrese, mescit ve kütüphanede geceler boyu okuyup dizmiştir. Değindiği konular geniştir. Dünkü yazıp dizdikleri bugünü anlatmıştır. Yarını da sanırım anlatmış olsa gerektir. İnsan sevgisi felsefelerinin başında gelir.
YUNUS'u 1918'de yani 100 yıl evvel ilk yazan Prof. Dr. Fuat Köprülü, Yunus'un ziyaretgahını, evini yazar. Bir dipnotta SERŞEHİR; BAŞŞEHİR diye yazar. 1933'te ilk Türkçe yazan Burhan Ümit Toprak, Yunus'un yazdığı yerleri ve kimden ders aldığını merak ederek sorular sorar: Yunus'un evinin üstünde bir türbe, bitişiğinde dervişleri ağırladığı bir hücre vardır. Türbedeki yola birlikte çıktıkları Taptuk Şeyhi Ata Sinan Emre olduğunu Sayın Köprülü yazar. Ýunus'un ders aldığı hocasıdır. YUNUS, 1238-1321 yıllarında yaşar. 82 yaşında Borlu ŞAR, şehirde ölür. Kabri, 26 medreseden, taş medrese ile bitişiktir. Kitapta ünlü kalesi dahil 162 renkli fotoğrafla görsellik de verilmiştir.
