Ülkemiz bir asırlık sürece girdi onunla birlikte.

Cumhuriyet gelecektir, çağa uyum sağlamaktır. 

Özgürlüktür, sonsuzluktur ve her şeydir.

Böylesi bir yönetim şekli olan 'Cumhuriyet' kurulmasaydı 

'Mustafa Kemal Atatürk' olmasaydı 

Bugün Orta Doğudaki birçok ülkenin şimdiki perişan durumunda olurduk.

'Geri bırakılmış, çağı yakalayamamış ve halkı aydınlatılmamış bir ülke.'

Çökmekte olan bir imparatorluktan özgür ve bağımsız bir devlet olarak

Türkiye Cumhuriyeti doğdu. 

''Atatürk'ün Türkiye'de giriştiği derin ve geniş devrimler kadar bir ulusun 

Bir kitlenin 0'na olan güvenini başarı ile gösteren 

Bir başka örnek yoktur.'' diyor ABD Başkanı J.F. Kennedy 1963 yılındaki bir konuşmasında.

Cumhuriyet, halk ve Atatürk ayrı düşünülemez. 

Birbirini tamamlayan, bütünleştiren ve asla ayrılmayan kavramlardır bunlar.

Anıt-Kabir'in büyük merdivenlerini çıktıktan sonra esas yapının duvarlarında 

Altın yaldızlı satırlar dikkati çeker. 

Sağda yukarıdan aşağı boylu boyunca 10. yıl söylevini 

Solda ise 'Türk Gençliğine Hitabını' okursunuz. 

Bu iki sesleniş için seçilen yerler çok anlamlıdır. 

Çünkü tüm satırlarda O'nun kalbi çarpmaktadır.

Milli mücadele yıllarında 1919'dan 1924'e kadar beş yıl Atatürk'ü bir an bile yalnız bırakmayan, onun hizmetinde bulunan Malatya kökenli Ali Çavuş (Ali Metin) bir gün Yakınlarına şunları söylüyor.

''O, bence Allah'ın Türkiye'ye armağan ettiği ilahi kudretti. Ona yakın olmayanlar anlayamaz. Bugün gaflet ve delalet içinde olanlara, ona kafir, dinsiz, deccal diyenlere acıyorum. Onların Cezasını Allah bir gün mutlaka verecektir.''

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün iki önemli söylevi bulunmaktadır. 

Birinci söylev 'Türk Gençliğine Seslenişi.' 

İkinci söylev ise 'Onuncu Yıl Söylevidir.'

Bu unutulmaz söylev cumhuriyetin ulusu, vatanı bayrak gibi dalgalandıran 10. yılında  Ankara'daki törende büyük coşkuyla söylenmiştir.

Söylev onun Türk Ulusuna seslenişidir aynı zamanda. 

Atatürk 10. yıl söylevinde uygarlık, çağdaşlık sözcükleri üzerinde durmuş 

Ulusunu çağdaş uyarlık düzeyinin üstüne çıkaracağına söz vermiştir.

Cumhuriyetimizin kuruluşu ile birlikte kadınlarımıza verilen haklar diğer ulusların dikkatini Çektiğinden 1938 yılında İngiltere'de 'Daily Telgraph' şunları yazmış.

''Kadınlar başka hiçbir ülkede bu kadar hızlı ilerleyememişlerdir. 

Bir ulusun bu derece değişmesi tarihte eşi olmayan bir olaydır.''

Tarihte eşi olmayan olay Türkiye'de cumhuriyetin kurulmasıyla gerçekleşmiştir.

Pakistan'ın ulusal şairi İkbal'in 1958 yılında Atatürk hakkında söylediklerinde 

Her bir kelime ne çok ve ne derin anlamlar taşıyor.

''Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcımken 

'Onun bakışlarıyla' cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline geldik.''

Cumhuriyet düşünce özgürlüğünden yanadır. 

Ahlaksal erdemlere dayanan bir yönetim şeklidir.

1923 Yılında bir güneş gibi doğan Türkiye Cumhuriyeti 

İçeriden ve dışarıdan saldırılara karşın '100 yıldır' yaşıyor.

Daha nice nice yüz yıllar yaşayacaktır.

Büyük bayramımız ve anlamlı yüzyılımız kutlu olsun.