İzmirli dansçılar ile dans ve dansın gelişimi üzerine konuştuk. Gelişen teknoloji ve globalleşen dünya ile dansın da geliştiğini ifade eden eğitmenler, dans etmekten çekinen herkesi dansa davet etti.

İzmirli dansçılar Gökhan Şimşek, Cemre Özkan, Turgay Er ve Hilal Akcan ile Türkiye'de dansın geldiği son noktayı konuştuk...

HERKES DANS EDEBİLİR

Sahne sanatları eğitimi aldığı sırada dans ile tanışan Cemre Özkan, çocukluğunda beri dans ettiğini dile getirerek, "Yeteneğim ilkokulda bir seçme sırasında fark edildi ve o günden beri dans ediyorum. Bugün Türkiye'de dans çok çeşitlenmiş durumda. Biz çocukken bu kadar çok erişim yoktu ancak sosyal medya sayesinde dünyanın her yerindeki danslardan, dansçılardan, yeni dans çeşitlerinden haberdar olma şansı yakalıyoruz. Dans eğitimleri konusunda büyük şehirlerde eskiye göre daha iyi durumda olduğumuzu görüyoruz ancak küçük şehirlerde maalesef dans kursları ve imkanları daha kısıtlı" dedi. 

DANSIN YAŞI YOKTUR

"Dansın yaşı yoktur" diyen Özkan, isteyen herkesin dans edebileceğini söyleyerek şöyle konuştu: 
"Genellikle dansa 5 yaş ile 40 yaş arası ciddi bir talep var ancak dansın bir yaşı yoktur, dileyen herkes dans edebilir. Çocuk yaşta esnemek daha kolay evet ama dans etmek için insanların kendine koyduğu tüm engeller; psikolojik. Toplumun oluşturduğu bir yanılgı. Müzik de dans da, insana bir terapi olarak iyi gelir. Hiçbir engel yok. Yaş, kilo, cinsiyet... İlk adımı attıktan sonra gerisi kesinlikle olumlu olacaktır. Dansın artılarından biri de özgüven oluşturması. Kendini sevme, kendini ifade edebilme, kendini ortaya atabilme... Biz burada çocuğundan erişkinine bir çok öğrencimizin özgüven problemini yendiğini görüyoruz." 

SOSYAL MEDYA DANSA YARADI
Çocukluğunda aldığı tiyatro eğitimi sırasında dansla tanışan ve o zamandan beri dans eden İzmirli dansçı Gökhan Şimşek, "Türkiye'de dans çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Bundan önceki süreçte daha ağır adımlarla gidiyordu ama sosyal medyanın gücü, internet kullanımının artışı ile beraber insanlar her bir ülkede yapılan projeleri görmeye, onlardan feyz almaya başladı. Bu da Türkiye'deki dansın ilerleyiş hızını bir anda katladı. Türkiye'de çok özel yeteneklerimiz var. Kendini daha çok gösterebilen dansçılarımız, eğitmenlerimiz, okullarımız var. Yaşanan bu gelişmeler, dansın ülkemizdeki gelişimi için umut vaat ediyor" dedi. 

DANS ETMEK BİR İHTİYAÇ
10 yaşında dansa başlayan ve "kendim ve öğrencilerim için hala gelişmeye, öğrenmeye devam ediyorum" diyen Turgay Er ise, "Dans, Türkiye'de eskiye oranla son yıllarda daha kabul görülmeye başlandı.  Bunun en büyük etkenleri dans etkinlikleri ve sosyal medyanın gücü diyebilirim. Dansa başladığım yıllarda, sokaklarda dans ederken maalesef olumsuz davranışlar ve tepkiler alıyorduk. Şimdilerde ise hemen her yerde dans eden ve dans videoları çeken insanlarla karşılaşabiliyoruz. Dans etmenin sadece eğlenmek için değil, ruhsal ve bedensel bi ihtiyaç olduğunun farkına vardık diyebilirim. Belki her öğrencimi dansçı olarak yetiştiremem ama onlara kendilerine güvenmeyi, açık fikirli olmayı, özgürce ve çekinmeden dans ederek hayatın zorluklarına rağmen keyif almayı, özgüvenli ve ön yargılardan uzak bireyler olmaları gerektiğini aşılamaya çalışıyorum" dedi. 

DANS VE DANSA BAKIŞ AÇISI GELİŞTİ
"Kendimi bildim bileli dans ediyorum" diyen Hilal Akcan da, şunları söyledi: "Son yıllarda ülkemizde dansın ve dansa olan bakış açısının geliştiğini ve değiştiğini görüyorum. İmkanlar tabi ki dünyaya oranla kısıtlı ve ulaşılması zor. Sanata olan değerin azlığı bunun en büyük nedeni."