(Eral Aytemiz/EGE MECLİSİ)- Üsküplü Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Nurver Mamıkoğlu, gıdada denetimlerin artması gerektiğini söyledi ve “Gıda üretimi hem vicdanlı hem karakterli insanların elinde olmalı” dedi. 

Pandemi sürecini nasıl geçirdiniz? 

(Nurver Mamıkoğlu)-Biz, tam her şeyi yoluna koymak üzereyken pandemi patladı. Önce bir süre durumu gözlemledik. İlk 3 ay hiç çalışmadık fakat baktık ki olacak gibi değil. “Biz içerideki bütün hazırlıkları tamamlayalım, illa ki bu bir süreç ve geçecek” dedik. Biraz yatırımla, işletmenin iyileştirilmesi gereken noktalarını düzelterek zamanımızı iyi kullanmaya çalıştık. 

Bizimle ilgili her türlü nokta kapandı. Oteller, restoranlar, kafeteryalar, eğitim kanalları uzun süre açılmadı. Hastanelerde kimse kafelerden bir şey almadı. Dolayısıyla, “nereye yönelebiliriz?” diye düşündük ve en çok satış yapan zincir marketlere adım attık. Hem pasta hem de kahvede yerel zincir marketlere girdik. İstanbul, Antalya, Isparta, Ankara, Denizli ve İzmir'de var olan yerel marketlerde Salvador Cakes adı altında kendi buzdolaplarımızın içinde -18 derecede pastalarımızı satmaya başladık. Bu atılımımızın neredeyse 1 yılı dolacak. Şu anda ulusal bir zincir market firması ile anlaşma imzalamak üzereyiz. Yakında ulusal marketlerde de yer almayı planlıyoruz. 

Yanı sıra, şu anda da bir Amerikan Gıda Standardı olan “FSSC” standardını almak için başvurduk. Uluslararası bir standart bu ve ilk denetimimizi de atlattık. Belgelendirmemiz tamamlandığında ihracata da başlayacağız. Bulgaristan, üzerinden Belçika, Almanya, Azerbaycan hatta Ortadoğu… Bununla ilgili pandemi öncesi girişimlerimiz oldu, standartları da tamamlayınca ihracat görüşmelerimizi tamamlayacağız.

Bu dönemde bunların haricinde içerideki personelimizi eğitiyoruz. Şu ana kadar hiç personel çıkartmadık. Kendi isteği ile işten ayrılmak isteyenlere izin verdik. Ama ihracat ve ulusal zincirimiz olduktan sonra yeni personel almamız gerekecek, istihdamımızı artıracağız. Çünkü 24 saat gibi bir süre çalışmamız gerekecek. Her şeyin altyapısını oluşturduk zaten. Teknolojimizi geliştirirken ilk önce yaptığımız -40 gibi bir şoklama ünitesi ve -18 dolaplarımız büyüttük. Bizim için en kıymetli noktalar bunlar çünkü ürünümüzü biz orada saklıyoruz. Sonrasında otomatik bir pasta dolum makinesi yaptık, onun yanına ilave kapasiteleri büyük kazanlar aldık. Krema kaynatma ocakları aldık, fırınlar ekledik. Altyapıyla ilgili gerçekten çok çalıştık. Şimdi herhalde meyvelerini alma zamanımız diye düşünüyorum. Pandemi dönemindeki negatif durumu artıya çevirdik doğrusu. 

Gıda üretiminde nelere dikkat edilmelidir? 

(Nurver Mamıkoğlu)-Gıda çok zor, gıda üretimi çok zor bir sektör. Ben, gıda mühendisiydim ama profesyonel hayatımda genelde satışla ilgilenmiştim. Şimdi bu noktaya geldiğimde bilgilerimizi tekrar güncelledik, destekler aldık. Gıda üretimi bambaşka bir şey. İyi insanların elinde olması gerekiyor. Öncelikle hem vicdanlı hem karakterli insanların elinde olması gerekiyor. Hem personel anlamında hem yönetici anlamında hem de işletme sahibi anlamında. Devlet tarafından da bu işin kontrollerinin çok iyi yapılması lazım. Bizde kontrol çok zayıf. 

Biz şirket olarak, bu standartları yapmak istediğimizden, kendi kendimize otokontrolümüzü sağlamak için her ay belli ürünlerimizden özel laboratuvarlara numuneler gönderiyoruz. Mikrobiyolojik analizden standart analizlere, su analizlerimize biz her 6 ayda 1 denetime giriyoruz. Bunu bize soran yok, mecbur eden yok. Biz sadece kendi otokontrolümüz adına ve vicdani yapımız sebebiyle, kimseye zarar vermemek adına bu denetimleri yaptırıyoruz. Burada üç kuruş kazanabilmek adına insan sağlığıyla oynamak gibi bir şeyi asla kabul etmeyiz. Biz burayı devir aldığımızdan bu yana sanıyorum ki pandemi ile beraber iki sefer bize denetime gelindi. Biz onların üzerine, onların söyledikleri eksikleri yaptığımızın üzerine, kendimiz denetimler yaptırdık. 

Tüketiciler gıda ürünlerini alırken neye dikkat etmelidir? 

(Nurver Mamıkoğlu)-Her ürünü fiyatıyla, kalitesiyle karşılaştırmamak gerekiyor. Evet bir ekonomik krizlerden geçtiğimiz için maliyeti düşük ürünler alabiliyoruz ama onun bize getireceğini bilerek almak lazım. Bilinçli tüketiciler yaratmak lazım. Bunları anlatmak, tercihi tüketiciye bırakmak lazım. Tüketici bu gıdaları alabilir ama sonrasında nelere maruz kalacağını biliyor olması lazım diye düşünüyorum. 

Herkes iyi, kalite ürün yiyecek diye de bir şey yok. Şartlarımız da belli çünkü. Ama yine de gıda denetimlerimizin oldukça düşük olduğunu düşünüyorum. Ben denetimden taraf ayım. Gelinsin, kontrol edilsin, hatamız varsa düzeltelim. Yanlışımız varsa, bizi de birileri eğitsin. Çünkü gıda konusunda herkes çok iyi niyetli değil ve ben denetim kadroları çok az diye düşünüyorum. 

Örnek vermek gerekirse; 1984 yılında üniversiteye girdiğimde Türkiye’de 3-4 üniversitede de gıda mühendisliği bölümü vardı şu anda sayısını bilmiyorum, her yerde var. Oradan mezun olan çocuklarımızın muhtemelen pek çoğu işsiz. Denetimde onlara bir istihdam yaratmanın yolu açılabilir. Bir an önce her şeyin tüm dünyada yoluna girmesini bekliyoruz. Çünkü biz her şeyi planladık ama tabii ki hem emekler hem yapılan yatırımların karşılığı olmadığında tükenme noktasına da geliyorsunuz. Cepten nereye kadar? Karşılığını bulmamız lazım. Onun için elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışıyoruz. Biraz şansa da ihtiyacımız var herhalde. Tabii biraz da ihracatın açılmasına, Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin iyi olmasına da ihtiyaç var. 

Başka ülkelerde bir tüketici ürünü çevirdiğinde arkasında “Türkiye” yazdığında bir defans olmamalı. Kendimizi uluslararası boyutta iyi tanıtmalıyız diye düşünüyorum. 

ÜSKÜPLÜ GIDA HAKKINDA

(Nurver Mamıkoğlu)-1967 Salihli doğumluyum.1989 yılında Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra profesyonel hayata başladım. Evliyim ve bir oğlum var. Gıda, kahve ve kahve makineleri üzerine 1996 yılından beri var olan Mepol adında bir aile işletmemiz var. Üsküplü Gıda İşletmesini de 2018 yılında devraldık. Üsküplü Gıda’yı da aile şirketimize ek bir kazanç olması, tamamlayıcı bir güç olması sebebiyle bünyemiz altına aldık. Mepol Gıda’da 1996 yılından bu yana kendi kahvelerimizi, kahve makinelerimizi ithal ediyoruz ve tüm Türkiye'deki otel, restoran ve kafeteryalara hizmet verir durumdayız. İzmir merkez olmak üzere Antalya, Ankara ve İstanbul’da bölge müdürlüklerimiz var. Yanı sıra birçok ilde bayiliklerimiz var. 

Kahve markamızın ismi Kafe Salvador. “Kahve ile birlikte en güzel ne uyum içerisinde gidebilir?” dedik ve donuk pasta üretmeye karar verdik. Sonrasında da pasta markamızı da kahve markamıza uyumlandırdık. 2018’de devraldığımız Üsküplü Gıda’nın sadece ismi kaldı diyebilirim. İçindeki her şeyi, tüm teknolojiyi, tüm personeli, eğitimleri, standartları, her şeyi değiştirdik. Çünkü bizim Mepol’den tecrübelerimiz ile aldığımız bir işletmeye hedefler koyarak, o hedeflere işletmeyi yaklaştırmak için elimizden ne geliyorsa yapan bir aile geleneğimiz var. Disiplini, çalışmayı seviyoruz. 

Pek çok otelde, eğitim kanallarında, hastane gruplarında ve organizasyon salonlarında… Toplu tüketimin olduğu her noktada, neredeyse Türkiye'nin her yerinde varız.