Dünyadaki gelişmiş ülkelerde, herhangi bir kurumun Genel Müdürlüğüne, en donanımlı, en bilgili, en eğitimli, en tecrübeli ve branşında en söz sahibi kişi atanır.

Atayan kişi de, " o uzmanlık konusunda, ülkede kim en iyilerdendir ?" sorusunun yanıtını  bilecek kadar bilgili biridir. Değilse de, onlarca danışmanlarına sorar, yön alır.

Yeni Gine Papua'dan bile geri olan bir ülkede, bu 'atayan' ve 'danışılan' idari kişilerden hiç biri, o kültür ve birikime sahip değilse;
o taktirde, 'kifayetsiz, boş ama kendisinin elini, eteğini şevkle öpen ve yalakalık konusunda 'uzman' olan birilerini o makama getirir.

"Uzmansa uzman, buyurun!" ... der.
 
Bir de bu konu, sanat kapsamına giren, kendisinin ve tüm camiasının hiç gitmediği, görmediği, bilmediği hatta anlamadığı bir dal ise, bu atamayı inadına, nispet olsun diye yapar,  çoğunluğu 'kendisini öpmeyenlerden' oluşanları
dize getirdiğini düşünür
 Bu
"Haydi şimdi ne yapacaksanız yapın da görelim!".....gibi.

O ülke Papua Yeni Gine'den bile geridir.