Depremin yarattığı güçlü sosyal titreşim bitti. Dereceli şekilde telaşımız ve duyarlılığımız azalıyor. 

Herkes işine gücüne eğlencesine, yemeğine döndü. Kadehler tokuşuyor, şarkılar yavaştan da olsa söyleniyor. 

Eski elbiseler depremzedelere gönderildi. Battaniyeler, yiyecekler.... Elden geldiğince yatak yorgan. Biraz da gönülden kopan... Tamam. 

Ülkedeki tüm deprem uzmanları TV ye çıkıp konuştu, kanal kanal dolaştı , kara tablolar çizildi. 

Kimi yakında deprem var dedi, kimi yok dedi. Hangi faylar kırıldı, hangi bölge al oldu, bildik öğrendik. 

Havanda yine su dövüldü. 

Ülkede tedbir için gelecekte ne yapılacağına dair bir bilgi oluştu mu?

Eski yapılar ne olacak, yeniler nasıl denetlenecek? Müteahhitin çalması, kontrolların rüşveti nasıl engellenecek?

Deprem öldürmez. Ahlaksızlık öldürür! O eğitim de beşikten başlar! 

İmam Hatipler açmakla olmuyormuş değil mi?

Deprem acıları deldi geçti. 

Sonucunda ne oldu?

Herkesin bir düdüğü, bir de başucunda suyu oldu.